14 Aralık 2012 Cuma

Deplasman Yasağını Kim İstiyor?

Uzun zamandan beri deplasman yasağını tartışıyoruz. Önceleri bu yasak sadece büyük maçlarla sınırlı iken, zaman geçtikçe bu yasağın kural haline geldiğine şahit olduk.

Herkes bu yasağı destekliyor. Hiçbir ev sahibi kulüp stadyumuna yabancı taraftar almak istemiyor. İl ve İlçe Güvenlik Kurulu toplantılarında deplasman takımı hariç hiçbir yetkili yasağa karşı tavır almıyor.

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, kendi adına konuşup yasağa karşı olduğunu söylemeye devam ediyor.

Suat Kılıç, bugün Twitter'dan ilginç paylaşımlarda bulundu:

"Deplasmana yasak kararı, İl Güvenlik Kurulu tarafından alınmadı. Karar, kulüplerin. Valilik, güvenliği sağlarım, diyor."

"Deplasmana taraftar götürmeme kararına karşı tutumum belli. Yasak yabancılaştırır. Mesafeleri açar. İhtilâfları büyütür."

"Taraftar düşman değil, kardeş. Sadece farklı renklere tutkunlar. Kazanmak da var, kaybetmek de. Ama kavga yok!"

"Bugün aynı tribünlerde 90 dakika yan yana duramayanlar, yarın aynı cephede aynı bayrak altında omuz omuza olacaklar!"

"Yasağı, yasak kararını alanlar kaldırmalı ki, arkasında dursunlar, sahip çıksınlar, ve taraftarı da yanlarına alsınlar."

""Yasağın kalkması için biraz daha zamana ihtiyaç var" derlerse, Bu durumda taraftar süreyi kısaltacak adımlar atmalı."

Bu beyanlardan en dikkat çekeni, yasak kararının İl Güvenlik Kurulu tarafından değil, kulüpler tarafından alındığına dair iddia oldu.

Bugün çeşitli Internet sitelerinde de bu iddiayı destekleyen haberler yayınlandı.

İddiaya göre, Galatasaray-Fenerbahçe maçı öncesinde toplanan İl Güvenlik Kurulu'nda Galatasaray yasağın devam etmesini istemiş. Galatasaray yöneticileri ise yasak kararının devam etmesini istemişler. Vali yardımcısı Aziz Mercan ise "Bu kulüplerin meselesi biz karışamayız, Aranızda bir karar verin" diye konuşmuş.

Bu iddia doğru ise, devletin futbolun elinde oyuncak haline geldiğini, devlet yetkililerin adeta kukla gibi hareket ettiklerini görüyoruz.

6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Hakkında Kanun, İl Spor Güvenlik Kurulu'na geniş yetki veriyor. Bu kurulda sadece kulüp yetkilileri bulunmuyor. Kurul, oylama sonucunda karar veriyor. Sadece ev sahibi kulübün kararı, kurul kararı olamıyor. En azından kanun böyle diyor.

İl Güvenlik Kurulu'na kulüpler dışında hangi kurum temsilcileri katılıyor?

Kanuna göre, il spor güvenlik kurulu, vali veya görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığında, belediye başkanlığı, il jandarma komutanlığı, il emniyet müdürlüğü, gençlik ve spor il müdürlüğü, il sağlık müdürlüğü, il milli eğitim müdürlüğü, ilgili federasyon ve amatör spor kulüpleri konfederasyon temsilcileri, vali tarafından belirlenecek bir hukukçu ile farklı spor kulüplerine mensup taraftardan sorumlu kulüp temsilcisi olan en az iki yönetici ve gerekli görüldüğünde davet edilecek basın kuruluşlarının ve ilgili kamu kuruluşlarının temsilcilerinden oluşuyor.

Kulüp temsilcilerini çıkardığımız zaman, İdare'nin bu kurula hakim olduğunu görüyoruz. Deplasman yasağı kararını aslında İdare alıyor. Bu idari kararın sorumluluğunun bir kulübe yıkılması doğru değil. Vali yardımcısının beyanı doğru ise, Valilik ve diğer kamu yetkililerinin görevlerini yerine getirmedikleri anlaşılıyor.


Görevi ihmalden öte, devletin bir grup holigan karşısında aciz kaldığını iddia etmek daha doğru olur.


İl Emniyet Müdürlüğü, polisin gerekli önlemleri alamadığının farkında. Sadece stadyum içinde ve çevresinde değil, tüm şehirde önlem alınması gerekiyor. İstiklal Caddesi, Bağdat Caddesi, stadyuma giden yollar, toplu taşıma araçları denetim halinde tutulması gerekiyor. Emniyet bunu sağlayacak güçte değil.


Belediye ise toplu taşıma araçlarının zarar görmesinden çekiniyor.


İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bu kurulda ne işi olduğunu bilmiyorum. Olmasa da olurdu.


İl Sağlık Müdürlüğü ise stadyum çevresinde ve şehir içinde oluşacak şiddet olayları sonucunda yaralananlara ambulans yetiştirmekte zorlanacağını düşünüyordur. Hastanelerin gereksiz yere (!) işgal edilmesinden kaygılanıyor olabilir.


Bakan Kılıç"Deplasmana yasak kararı, İl Güvenlik Kurulu tarafından alınmadı. Karar, kulüplerin. Valilik, güvenliği sağlarım, diyor." şeklindeki tweeti ile, 6222 sayılı Kanun'un uygulanmadığını itiraf etti.


Bakan Kılıç, deplasman yasağına karşı olduğunu belirtiyor ancak İl Spor Müdürlüğü yetkililerinin hangi yönde oy kullandıklarını bilmiyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın kurumsal görüşü nedir? Bilen var mı?

Bakan Kılıç, 6222 sayılı Kanun'un taraftarlara karşı en sert şekilde uygulanacağını hatırlatıp duruyor. Sporda şiddetin taraftar kaynaklı olduğunu iddia ediyor.

6222 sayılı Kanun'un uygulanmadığı tek alan, yaptırım boyutu değil. İl Spor Müdürlükleri il güvenlik kurullarında aktif değil. Bakan Kılıç'ın beyanına göre, aktif de olamıyor. Devlet, spor kulüplerinin sözünden çıkamıyor. İl Spor Müdürlükleri ise Bakan Kılıç ın görüşünü hayata geçiremiyor. Kılıç'ın sözleri sadece bir bakanın iyi dilekleri olmaktan öteye geçemiyor. Bakan Kılıç, kendi memurlarını yasağın kalkması yönünde oy kullanmaya zorlayamıyor.

Deplasman yasağı devletin işine geliyor. Valilik, Emniyet, Belediye yasak kararı ile birçok görevi yerine getirme yükümlülüğünden kurtulmayı; sorumluluğu sadece taraftar ve kulüplerin üzerine yıkmayı amaçlıyor.

Taraftarlar ise konunun detayını bilmedikleri için ev sahibi kulübün yöneticilerine kızmakla yetiniyorlar. Oysa yasak kararı bir kurula ait. Kulüplerin söz hakkı ise çok az. Deplasman yasağının devam etmesi, devletin kararıdır. Kulüplerin değil. Aksini iddia etmek ise gerçeği çarpıtmaktan öte anlam taşımaz.

Ve sormak gerekir: Madem ev sahibi kulübün kararı hayata geçiriliyor, neden kurul topluyorsunuz? Neden hayata geçirmekten çekineceğiniz kanunlar çıkarıp, toplumun TBMM'yi ve İdare'yi ciddiye almamasına neden oluyorsunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder