28 Aralık 2012 Cuma

Meireles ile ilgili TFF Kurul Kararları ve Basın Açıklamaları

Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki lig maçında Raul Meireles'in müsabaka hakemine yönelik hareketleri çok tartışıldı. El hareketinin anlamı çözülmeye çalışıldı. Kamuoyunu en çok tükürük iddiaları meşgul etti.

PFDK, Meireles'e 11 resmi müsabakadan men cezası verdi. TFF Tahkim Kurulu ise bu cezayı 4 müsabakadan men cezasına indirdi.

PFDK kararı ile başlayan süreç, TFF Tahkim Kurulu'nun kararı ile sona erir sanmıştık.

Yanılmışız.

Önce Galatasaray ve Trabzonspor, resmi Internet sitelerinde açıklama yayınladı. Ardından,  Fenerbahçe'nin cevabı geldi.

En sonunda, TFF'nin de söz konusu tartışmalara yönelik açıklamasını okuduk.

Konu bütünlüğü açısından PFDK, Tahkim Kurulu kararları ile kulüplerin ve TFF'nin açıklamalarını paylaşmak istiyorum.


"FENERBAHÇE A.Ş.'nin, 16.12.2012 tarihinde oynanan GALATASARAY A.Ş. - FENERBAHÇE A.Ş. Spor Toto Süper Lig müsabakasında, oyuncu kriterlerine uymamasından dolayı takdiren 60.000-TL PARA CEZASI ile cezalandırılmasına,

Aynı müsabakada FENERBAHÇE A.Ş. sporcusu RAUL JOSE TRINDADE MEIRELES'in, ihraç sonrası müsabaka hakemine tükürmesinden dolayı ve ihraç sonrası müsabaka hakemine yönelik hakareti nedeniyle takdiren 11 RESMİ MÜSABAKADAN MEN CEZASI ve 20.000.-TL PARA CEZASI ile cezalandırılmasına, Cezanın infazının çift sarı kart görmesi nedeniyle oynamaması gereken ilk müsabakayı takiben başlatılmasına, (oyçokluğu)"



Fenerbahçe A.Ş' nin, futbolcusu Raul Jose Trindade Meireles ile ilgili PFDK'nın 20.12.2012 tarihli ve E. 2012-2013/534, K.2012-2013/637 sayılı kararına karşı yapmış olduğu itiraza ilişkin Kurulumuzun E.2012/263 sayılı dosyasında, resmi yayıncı kuruluştan istenen 16.12.2012 tarihli Galatasaray A.Ş.-Fenerbahçe A.Ş. takımları arasında oynanan müsabakanın tüm açılardan çekilmiş (yayınlanmış veya yayınlanmamış) 5 ayrı CD'ye kayıtlı kamera görüntülerinin gönderildiği görüldü. Yapılan müzakere neticesinde;

- Fenerbahçe A.Ş.'nin, futbolcusu Raul Jose Trindade Meireles'in ihraç sonrası müsabaka hakemine yönelik hakaret eyleminin ağırlığı, eylemdeki ısrar ve tekrar sayısı yanında toplumsal değerler de dikkate alındığında cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiği anlaşılmakla birlikte, aleyhe itiraz olmaması ve cezanın re'sen aleyhe bozulamaması nedeniyle PFDK'ca verilen 3 resmi müsabakadan men cezası ve 10.000.-TL para cezasının onanmasına oybirliği ile;

- Yayıncı kuruluştan gelen ve toplam süresi 6 saat 38 dakika 35 saniye olan 5 CD halindeki görüntülerin tamamı izlendiğinde; özellikle "Araçtan Geçilen Farklı Açılar" adlı CD'nin 15.- 93.saniyesi arasındaki görüntülerde; "Aktüel 1" adlı CD'nin 57.dakikasının 43.saniyesinde başlayan görüntülerde; "Aktüel 3" adlı CD'nin 1.saat 17.dakikasının 23.saniyesinde başlayan görüntülerde; futbolcusu Raul Jose Trindade Meireles'in müsabaka hakemine oldukça yakın mesafeden, ısrarla ve sert ifadelerle itiraz ettiği, yüzünün tamamen görünmesine olanak sağlayan "Araçtan Geçilen Farklı Açılar" adlı CD'nin 15.-93.saniyesi arasındaki görüntülerde konuşmanın sertliği nedeniyle, ne söylediği tam olarak anlaşılamamasına rağmen başını sert şekilde öne doğru hareket ettirdiği sırada kullandığı sözün etkisiyle hakemin yüzüne bir sıvının gelmiş olabileceği düşünülse de futbolcunun tüm bu eylem sırasında konuşmaya devam ettiği ve konuşma esnasında tükürme eyleminin fiziksel olarak mümkün olmadığı; yine tükürmenin kasden gerçekleştirilebilecek eylemlerden olduğu ve taksirle gerçekleştirilmesinin de mümkün olmadığı; bu haliyle eylemin FDT'nin 42/3.maddesinde belirtilen tükürme eylemi niteliğinde olmadığı; buna karşılık futbolcunun hakeme neredeyse burun buruna gelecek şekilde yaklaşıp sert ifadelerle itiraz etmesi şeklindeki hal ve tavrının sportmenliğe ve spor ahlakına açıkça aykırı olduğu anlaşıldığından; her ne kadar PFDK'ca eylem ihraç sonrasında müsabaka hakemine tükürme olarak kabul edilmişse de, yukarıda açıklanan nedenler ışığında Kurulumuz tarafından eylem FDT'nin 36/1-a maddesinde düzenlenen sportmenliğe aykırı hakaret olarak kabul edilmiş, kabule göre de PFDK'ca futbolcu Raul Jose Trindade Meireles'e ihraç sonrası müsabaka hakemine tükürme eylemi nedeniyle FDT'nin 42/3 maddesi ve 35/4. maddesi uyarınca verilen 8 resmi müsabakadan men cezası ve 10.000.-TL para cezasının; FDT'nin 36/1-a maddesinde düzenlenen sportmenliğe aykırı hareket nedeniyle 1 resmi müsabakadan men cezası ve 10.000.-TL para cezası şeklinde düzeltilerek onanmasına oyçokluğu ile;

- Kurulumuzun daha sonraki kararlarına dayanak oluşturan ve FDT'nin 103.maddesinde düzenlenen "yaptırımın ertelenmesi" ne dair ilk kararı olan 2012/127 E.,2012/133 K. sayılı ve 10.05.2012 tarihli kararında yaptırımın ertelenmesi için "cezanın ertelemeye uygunluğu",failin geçmişteki hali","failin pişmanlık duyması", "failin yargılama sürecindeki davranışları","cezanın alt sınırdan uzaklaşılmadan verilmiş olması" unsurlarının tamamının birlikte gerçekleşmesi gerektiği ayrıntılı şekilde belirtilmiş olup olayda tüm unsurlar gerçekleşmediğinden yaptırımın ertelenmesi talebinin reddine oybirliği ile;

- Neticeten PFDK'ca cezaların birleştirilmesi suretiyle futbolcu Raul Jose Trindade Meireles'e verilen toplam 11 resmi müsabakadan men cezası ve 20.000.-TL para cezasının, toplam 4 resmi müsabakadan men cezası ve 20.000.-TL para cezası şeklinde düzeltilerek onanmasına oyçokluğu ile (2012-276 K.)"



"Türk Futboluna Tarihi Bir Leke Daha
Dün yargı kararlarını umursamayan bir federasyon, bugün de Raul Meireles’in cezasını 4 maça düşürerek bu kez kanıtları hiçe saymıştır. 

Hakem raporlarına rağmen yapılan bu indirim, yalnız kamu vicdanına değil, sporda adaleti sağlamakla görevli hakemlik müessesesine de vurulmuş büyük bir darbedir.

Futbolda şiddet ve saldırganlığın ortadan kalkması, her şeyden önce kurumlarına duyulan güvenle sağlanabilir. Oysa bu karar ile Türk spor dünyasına, bir kez daha keyfi bir idarenin gölgesi düşmüş, futbol tarihimize yıllarca üzerimizden atamayacağımız bir leke daha sürülmüştür.

Bu vahim uygulama ile mevcut Federasyon asli görevini yerine getirme kabiliyetini ciddi şekilde yitirmiştir."


"Ali Dürüst ve Refik Arkan Açıklamalarda Bulundu
Galatasaray Spor Kulübü İkinci Başkanı Ali Dürüst ve Başkan Yardımcısı Refik Arkan bugün Galatasaray TV’de katıldıkları programda gündeme dair açıklama yaptılar.

İkinci Başkan Ali Dürüst, 2012 yılına elveda derken futbola döndük mesajlar vermek istedikleri fakat gündemin futbolun dışına kaydığını belirterek, “Meseleyi Galatasaray’ın meselesi olarak almamak lazım… Bu Türk futbolunun meselesidir. Dolayısıyla bizim de yaklaşımımız bu şekilde. Ne burada rakip takım futbolcusunun ceza almasından keyif duyarız; -ki geçen sene şike sürecinde de aynı şeyi söyledik. Fakat bir çifte standart var. Bu da kamuoyunun gözü önünde oluyor ve vicdanları rahatsız ediyor. Kurullar dediğimiz vakit; hakem kurulu olsun, disiplin kurulu olsun, tahkim kurulu olsun; bunlar Federasyon’un çatısı altındaki kurullar. Bu kurullara hiçbir müdahale hakkımız yok. Baktığımız zaman bu kurullarda Galatasaray’ın empoze etmiş olduğu kişiler de yok. Biz çünkü kişilerden ziyade kurullara güveniyoruz. Şimdi bu kurulların çelişkili olarak vermiş olduğu kararları masanın üzerine koyuyoruz ve buradaki sıkıntımızı dile getiriyoruz” dedi. 

Ali Dürüst, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Burada bir hakem raporu var, disiplin kurulu bir karar veriyor, Tahkim Kurulu ise bu kararı yok sayıyor. Şimdi burada bir yanlış varsa, bu yanlışı ortadan kaldırması gereken, kamu vicdanını rahatlatması gereken Futbol Federasyonu’dur; bizim talebimiz bu şekildedir. Çünkü aynı Futbol Federasyonu Sayın Başkanı Engin Baytar’ın cezası olduğunda ‘cezayı az vermişler’ demekle zaten bu kurullar üzerinde etkisi ve yetkisi olduğunu tescil etti. Dolayısıyla aynı hassasiyeti ve yorumu bekliyoruz. Çünkü Engin Baytar ile ilgili yorum yapılmıştır. Biz de o gün saygıyla karşıladık. Hatta oyuncumuzun yaptığının hafifletici bir sebebi yok, ancak bu ceza fazladır diye de söyledik. Ama hiçbir zaman hafifletici sebepler arkasına sığınmaya çalışmadık. Bizim buradaki sıkıntımız; bir çifte standart var. Bu çifte standart bizle alakalı değil.”

Başkan Yardımcısı Refik Arkan ise Galatasaray resmi sitesinde yapılan açıklamanın Galatasaray nezaketine ve üslubuna uygun olduğunu belirterek, “Resmi sitemizden yapılan açıklama Galatasaray’ın her zamanki gibi nezaketine ve üslubuna uygun olarak ifade edilmiştir. Bu son olaylarda sergilenen tutum futbol tarihimize sürülmüş bir leke olarak değerlendirilmelidir. Bugün herkes hep bir ağızdan hakemlik müessesenin yüceltilmesini, korunmasını dile getirirken; buna sahip çıkıp uygulaması gerekenler talimatlara aykırı olarak alınan kararların arkasında durmak durumunda kalmışlardır. Bu kabul edilebilir durum değildir. Aynı kurul geçen sene de almış olduğu kararlarla, mahkeme kararlarının yayınlanmasından sonra çok müşkül durumda kalmıştır. Bu iki önemli karar birlikte değerlendirildiğinde kurul güvenirliliğini yitirmiştir” diye konuştu.

Hakemler üzerinde bir psikolojik baskı yaratılmak istendiğine vurgu yapan Dürüst, şu sözlerini kullandı: “Esasında bununla ilgili sıkıntı duyması gereken yalnız biz değiliz. Bu liglerde oynayan bütün takımlar bundan sıkıntı duyuyordur. Galatasaray belki bunun sözcülüğünü yapmıştır. Dediğimiz gibi bu bir oyuncunun ceza alıp almama meselesi değildir. Gönlümüz ister ki hiçbir oyuncu ceza almasın. Bir de tabii televizyon görüntülerine göre bu işi yapacak olursak, yarın hakemin verdiği ya da vermediği penaltıyı görüntüler üzerinden çözmeye çalışırsak bu daha büyük kaosa neden olacaktır. Maalesef burada hakem var, disiplin kurulu var, tahkim kurulu var ve ortada bir yanlış var. Bu yanlışı da ortaya koyması gereken futbol federasyonudur. Hangisi yanlış ben bilemem, ama ortada bir yanlış var.”

Başkan Yardımcısı Refik Arkan, hakem raporunun delil olarak kullanılması gerektiğinin altını çizerek, “Hakem raporu varken, hakem raporu üzerine başka bir delil olamaz. O zaman hakemlerin güvenilirliği tartışmaya açılır. Merkez Hakem Kurulu bu olayla ilgili mutlaka bir açıklama yapmak zorundadır. Bu hakemimiz çok değerli bir hakemimiz. O maçta yurtdışından gözlemciler geldi. Kendisini izlediler. Çok da başarılı bir maç sergilediğine dair açıklamaları oldu. Şimdi bu açıklamaların arkasından hakemin raporunu alıyorsunuz, rafa koyuyorsunuz, görüntülerle karar veriyorsunuz” dedi. 

Daha sonra Ali Dürüst şöyle konuştu: “Benim anlamadığım şu; disiplin kurulu kararı verirken, hakem raporu artı görüntülere göre verdi. Ondan sonra bunları ortadan kaldıracak ne tür bir görüntü çıktı da bu karardan geri dönüldü. O zaman, hakemin vermiş olduğu rapor yanlış, disiplin kurulunun gözlemleri de yanlış oluyor. Yani bu çelişkiyi Türk futbolu adına ortadan kaldırmak lazım. Yoksa her oynanan maçın ardından spekülasyonlar bitmez, geçen sene silmek istediğimiz olay daha büyük olarak üzerimizde kalır.”

Arkan, Futbol Federasyonu’nun kendisine yüklenen misyonu geçen sene tamamladığına vurgu yaparak, “Ondan sonraki gelişmeler bizim tarafımızdan artık kabul edilebilir aşamayı geçti. O noktayı aştık. Artık güven meselesi gündeme geldi. Bu, önümüzdeki günlerde mutlaka değerlendirilmesi gereken konulardan bir tanesi. Kurullara da itimadımız kalmadı, dolaylı olarak federasyona da itimadımız kalmadı” ifadelerini kullandı.

Ali Dürüst, geçtiğimiz sene kullanılan play-off sisteminden de bahsederek, “Geçen sene play-off sistemine geçildi. Geçilmesinin sebebi ortada. Geçmeye karar verenler ortada. Galatasaray Spor Kulübü ve bir sürü kulüp bunun dışında kalmaya özen gösterdi. O gün de çok sakin açıklamalar yaptık. ‘Biz kimsenin ceza almasını istemiyoruz’ dedik ama geçen sene play-off oynamayı mecbur eden durumun müsebbibi Galatasaray Spor Kulübü değildi. Fakat geçen sene bu süreci yaşadık ve de şampiyon olduk. Artık bu geride kaldı diye ümit ediyorduk. Geçen haftaya kadar hep söylemlerimiz 'artık yeşil sahalara döndük' oldu. Hatta derbi maçından sonra da söylemim oydu. İyi bir mücadele oldu, burada iki takımın da mücadelesini kutlamak lazım. Kırmızı kartlar, hakeme itirazlar futbolun içinde olan olaylar. Ben onları kritik etmiyorum. Saha içinde olur. Oyuncu sinirlenir, maksadını aşar, bununla ilgili cezalar da uygulanır. Geçmişte de uygulanmıştı, bizim aleyhimize de oldu. Biz de hakkımızı arayacağız. Ama hak aramak için Federasyon'un kapısına dayanmayacağız. Biz Türk futbolunun hakkını arayacağız” dedi.

Refik Arkan ise daha sonra şu sözleri kullandı: “Biz, süratle sahalara dönülmesinden yanaydık. Ama görüyorsunuz ki süreç tekrar tekrar devam ediyor. Ali Bey’in Fenerbahçe maçının ardından yaptığı açıklamadan sonra ortamın gayet iyi olduğu ve artık futbolu konuşacağız diye bir mesaj vermiştik. Ama bakın burada müsebbip biz değil. Müsebbibi Futbol Federasyonu’dur. Federasyon, kendi sorumluluğunu idrak edecek ve gereğini yerine getirecektir. Bir güven bunalımına sebebiyet vermiştir, bunun açıklamalarını yapacaktır. Bu kararın alınmasından evvel Federasyon’da cereyan edenler herkesin malumudur. O toplantıda neler konuşulduğunu, Federasyon binası içinde neler olduğunu lütfen açıklasınlar.”

Ali Dürüst, her takımın hakkını araması gerektiğini söyleyerek, “Dolayısıyla, ceza almış bir takımın tahkime gitmesi en tabii hakkıdır. Bunu da saygıyla karşılıyoruz. Hakkıdır, o hak da kullanılmıştır. Ama buradaki çelişkiyi takımlardan ziyade Futbol Federasyonu’nun izah etmesi gerekir. Kamu vicdanını rahatlaması lazım. Sadece Galatasaray’ı değil, kamu vicdanını rahatlaması lazım. Bugün Türkiye’nin gündemine bu oturuyorsa, demek önemli bir olay var. Onun için bizim Futbol Federasyonu’ndan beklentimiz, nasıl ki bir oyuncu ceza aldığı vakit, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı bu cezayla ilgili yorumda bulunabiliyor, herhâlde bununla ilgili de Federasyon yorumda bulunacaktır” diye konuştu.

Ali Dürüst, daha sonra sözlerine devam ederek, “Hakemle hiçbir kulübün ilgisi yoktur, Tahkim Kurulu ile ilgisi yoktur. Bunlar, Federasyon kurumlarıdır. Onların yapmış olduğu icraatlerle ilgili kamuoyuna hesap vermesi gereken Futbol Federasyonu’dur. Biz Galatasaray olarak çağrımızı yineliyoruz. Bu çağrımızı yaparken de kimseyi rencide etmek istemiyoruz. Tabii ki kulüpler, bizim de yaptığımız gibi, Tahkim’de haklarını arar. Onların en tabii hakkıdır. Biz resmi girişimler dışındaki davranışları kritik ediyoruz. Dolayısıyla bu işlerin yetkilisi olarak Futbol Federasyonu’ndan kamuoyunu rahatlatmasını bekliyoruz. Ne tür bir tedbir alacaklarını onlar belirler. Ancak şu an üç kurulun birbirleriyle çelişkili kararları var. Bu da kamu vicdanını yaralamıştır” dedi.

Refik Arkan ise Merkez Hakem Kurulu’ndan da açıklama beklediklerini ifade ederek, “Çünkü burada hakemin itibarı da söz konusu. Dolayısı MHK da kendi üzerinde otoritesi olduğu grubun menfaatlerini, geleceğini düşünerek açıklama yapmak durumundadır” sözlerini kullandı.

İkinci Başkan Ali Dürüst, Galatasaray’ın üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdiğini belirterek, “Galatasaray üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getiriyor. Bu mesajımız Futbol Federasyonu’nadır. Dediğimiz gibi, Tahkim Kurulu’na başvuran bir takımla ilgili olarak bizim yapabileceğimiz yorum yoktur, bu en tabii haktır. Biz ortamı germekten ziyade, ileride doğabilecek birtakım sıkıntılara parmak basıyoruz. Ve bir an evvel önce Futbol Federasyonu’nun bu konu hakkında bir açıklama yapmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu." 


"TFF Tahkim Kurulu’nun Fenerbahçeli futbolcu Raul Meireles’in cezasının indirimiyle ilgili almış olduğu karar Türk futbolundaki tükenmişliğin en üst seviyeye ulaştığının son çarpıcı göstergesidir. 

Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu adeta bir kulübün her türlü haklarını koruyup gözetmeye hevesli bir yapıda olduğunu bu tavrıyla bir kere daha gözler önüne sermiştir.
Bugüne kadar o kulübü koruyup gözetmek doğrultusundaki görevini başarıyla yerine getiren (!) Tahkim Kurulu biran önce sorumluluğu çerçevesinde işten el çekmeli, mensupları da köşelerine çekilip vicdanlarıyla başbaşa kendi muhasebelerini yapmalıdırlar.
Tahkim Kurulu’nun özenle koruduğu ayrıcalıklı kulüp için artık şike, ırkçılık ve hakaretten sonra hakeme tükürmek de serbest hale gelmiştir. Üstelik bu kararın şike zanlısı ve suçlusu ayrıcalıklı kulüp yöneticilerinin TFF binasına kadar gelerek Federasyon Başkanı’yla yaptıkları pazarlıkların ardından alınması, hukuksuzluğun nasıl bütün ülke önünde fütursuzca sergilendiğinin büyük ispatıdır.
Elbette Türkiye Futbol Federasyonu’nun içerisinde de bu gelişmelerden rahatsız olan dirayetli ve haysiyetli mensuplar bulunmaktadır. Onlara düşen; bu anlayışları çerçevesinde görevi bırakmaları, gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmaları, futbolumuzun içine düştüğü çirkin tablonun değiştirilmesi adına öncülüğü yapmalarıdır.
Kulüpler Birliği ise bu tiyatroyu seyretmekte ve “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” sorumsuzluğuyla hareket etmektedir. Artık bu birliğin mensupları da biran önce kendilerini gözden geçirip bugün başkalarına yaşatılan haksızlıkların yarın karşılarına çıkabileceğini unutmamalıdırlar. Kulüpler Birliği’nin yaşanan bu gelişmelere karşı hangi tavrı takınacağını da büyük bir merakla beklemekteyiz. Onlarda sorumluluklarını bilmeli buna göre cesur tavırlar takınmalıdır.
Ayrıca sahanın ortasında hakarete uğrayan ve yüzüne tükürülen FIFA listesinde yer alan hakem Halis Özkahya’nın da bundan böyle hangi psikolojiyle maçlara çıkacağı, otoritesini nasıl sağlayacağı ve gördükleriyle ilgili raporları ne düşünerek kaleme alacağı iyice düşünülmelidir. Ama belli ki bu detaylar Türk futbolunu yönetip sözde adalet dağıtanların umurunda bile değildir.
Aynı federasyonun Disiplin Kurulu, Galatasaray ile Hüseyin Avni Aker Stadyumu’nda oynadığımız maçın ardından kulübümüze seyircisiz oynama cezası vermiştir. Ancak ne garip tesadüftür ki bu müsabakada yabancı madde isabet eden oyuncu Trabzonspor formasını giyerken Karabük’te yüzüne atılan sert buz parçasıyla yaralanmış fakat bu eylemle ilgili olarak aynı yaptırım uygulanmamıştır.
Sırf bu çelişki bile PFDK’nın formalara göre nasıl karar verdiğinin en çarpıcı göstergesidir. Bu federasyonun bütün kurullarıyla birlikte Türk futbolundaki misyonu uzun zaman öncesinden sona ermiştir. Gelinen nokta bardağı taşıran son damladır. Bu nedenle biran önce yapılması gereken görevi bırakmaları, ülkemizi ve futbolumuzu kendilerinden kurtarmalarıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

"Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’nca futbolcumuz Raul Meireles hakkında verilen karar,  kamuoyunun malumudur.
Bilindiği üzere Türkiye Futbol Federasyonu tarafından kulübümüz hakkında verilen ve tarafımızdan kabul edilemez nitelikteki kararlara karşı dahi kulübümüzün bugüne kadarki duruşu son derece net ve açıktır…

Fenerbahçe Spor Kulübü olarak Türk Sporunun menfaatleri doğrultusunda sergilenen bu tavrın devamlılığı ve sürekliliği konusundaki kararlılığımız tamdır…

Bilinmesi gereken,  Fenerbahçe Spor Kulübü’nün;  mensuplarının haklarını aramak konusunda gösterdiği kararlılığını, Fenerbahçe değerlerine yakışmayacak davranışlar sergilenmesi halinde de gösterecek karakter ve olgunlukta olduğu gerçeğidir.

Bununla birlikte tarafı olmadıkları ihtilaflara masa başında müdahale etme geleneğinden gelen bir kısım kulüp yönetimlerinin talihsiz ve sorumsuz açıklamaları, tarafımızca takip edilmektedir.

Kendi mensupları hukuka aykırı bir şekilde ceza kurullarına sevk edilmezken, edilse dahi kamuoyu vicdanına rağmen ceza almazken yada verilen cezaları apar topar ertelenirken adaletten bahsetmeyenlerin, kendileriyle ilgili olmayan bir konu hakkında üstelik kamuoyunun gözü önünde gerçekleşen bir olayda adalet havarisi kesilmeleri, inandırıcı olmamanın ötesinde yakışıksızdır…

Sığ ve popülist kazanımlar uğruna Türkiye Futbol Federasyonu kararlarını’manüple  edilecekler’  listesine dahil etmek, büyük camiaların değil küçük düşüncelerin ürünüdür. Daha da önemlisi kimsenin haddi ve görevi değildir… Kaldı ki her türlü tartışılabilir kararına karşın Türkiye Futbol Federasyonu’nun saygınlığı; kulüpler olarak kendi saygınlığımızdır.

Ve unutulmamalıdır ki futbolu sadece Fenerbahçe’ye karşı oynanan bir oyun olarak görenler, tarihi bir yanılgı içinde olmaya devam edeceklerdir…

Saygılarımızla,

Fenerbahçe Spor Kulübü"

"Türkiye Futbol Federasyonu ile Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu, Federasyonumuzun kuruluşundan bu yana, ana ilke olarak Türk futbolunun yüce menfaatlerini gözetmeyi, hakkaniyete dayalı bir hukuk sistemini, futbola hâkim kılmayı ve centilmenlik ile sportmenliği futbolun vazgeçilmez unsurları olarak benimsetmeyi hedef edinmişlerdir.
Geçmişte yaşanan sıkıntıları atlatıp bunların futbolda tekrar etmemesi için her fırsatta sporda hoşgörü ve kardeşliği ön plana çıkartmaya azami gayret gösteren Federasyonumuz, yaşanan ölçüsüz olaylar ve bunlara gösterilen aşırı tepkiler karşısında hayretler içerisinde kalmakta; yöneltilen suçlama ve yapılan hakaretlerle tahammül sınırları zorlanmaktadır.

Ayrıca medyada yayınlanan haberlerin de bir bölümünde bilgi kirliliği vardır. Tahkim Kurulu'nun toplantısında olmayan bir üyeye, bir başka üye tarafından baskı yapıldığı ve bunun verilen kararı etkilediği gibi bir hayali senaryo yaratılarak kamuoyunun manipüle edilmesi verilebilecek bir örnektir. Oysa PFDK, kendisinde bulunan müsabaka görevlilerinin raporları, maç görüntüleri ile ilgili tarafın sunduğu savunma ve ekindeki görüntülere göre bir karar vermiş ve Tahkim Kurulu ise, yeni bir delil niteliğindeki görüntüler çerçevesinde kararı gözden geçirerek, hukuk ilkelerine uygun olarak nihai bir karar vermiştir. "Hukuk okuryazarlığı" olmayan bir kısım kişilerin nüfuz peşindeki gayretlerinin ürünü olan bu haksız saldırıları kabullenmemiz asla mümkün değildir.

Alaycı, küçük düşürücü, hakaret edici bir üslupla kurullarımızın haksız yere suçlanmasına ne yazık ki bazı kulüplerimiz de yaptıkları açıklamalarla katılmışlardır. Haksız ve insafsız bu açıklamaları yapanlar ya da kurullarımızı, her defasında bir başka kulüp lehine karar verdiğini doğrudan ya da dolaylı iddia veya itham edenler, öncelikle şu gerçeği bilmelidir;

Anayasa'da temelleri bulunan yargı kurullarımız, hiçbir kurum, kuruluş ve şahsın isteğiyle karar vermez. Kulüp ya da kişilerin menfaatlerini değil, adaletin kutsal değerlerini gözetir.

Yargı kavga değil, çözüm merciidir ve kimi zaman alınan kararlar, herkesi memnun etmeyebilir. Ancak bu memnuniyetsizlikleri abartarak, kurumları ve kişileri toplum önünde küçük düşürme, hedef gösterme, kontrolsüz saldırılara muhatap kılma gayretlerini iyi niyetli bir hak arayışı olarak görmemiz mümkün değildir. Son bir gayretle hukuk devletinin en temel unsuru olan "yargı" ya saldırı sayesinde ayakta kalmayı arzu eden kişi ve kurumlar, bu emellerine ulaşamayacaklarını bilmelidirler.

Kulüplerimizin futbolun içinde yer alan tüm öğelerin hakkını korumaya yönelik bu sistemi, sürekli eleştirmek ve Federasyonumuz ile kurullarına yaşam süresi biçmek için tükettikleri enerjiyi, futbolun gelişimine ve fair-play kültürünün yaygınlaşmasına harcamaları halinde, bu günlerden çok daha huzurlu, barış ve kardeşlik içinde yaşayacağımız kesindir.

Kulüplerimiz tarafından yapılan bu tür hakaretamiz açıklamalar, sadece Türk futbolunun markasını değersizleştirmekle kalmayıp uluslararası platformda da itibarımızı olumsuz etkilemektedir. Kulüplerimizi, bir kez daha Türk futbol dünyasına ve paydaşlarına zarar vermeyecek şekilde davranmaya, olaylar karşısında sağduyulu ve itidalli olmaya davet ediyoruz.
Bu vesileyle, 2013 yılının kavgadan uzak, huzur ve kardeşlik ortamı içinde geçmesini dileriz.

Türkiye Futbol Federasyonu"


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder