Sporx sitesi, CAS’ın Fenerbahçe ile ilgili gerekçeli
kararını elde ettiğini iddia etti ve bu kararın önemli noktalarını kamuoyu ile
paylaştı (http://goo.gl/HkOI8V, http://goo.gl/ao0TG5). Bu açıklamalara hukuki yorumlar da eklendi.
Açıkçası, CAS kararının Sporx sitesinde iddia edildiği gibi olmadığını düşünüyorum. CAS hakemleri bu tür gaflara imza atmayacak kadar profesyoneller. Hukuk bilgisi olmayan, İngilizce hukuk terminolojisine uzak spor muhabirlerinin/yazarlarının CAS kararlarını doğru yorumlayamayacağına inanıyorum.
CAS kararının olduğu gibi, doğru şekilde Sporx sitesine aktarıldığını kabul edersek, önemli hukuki sorunlarla karşı karşıyayız.
Sitedeki iki yazıda dikkat çeken, kanımca yanlış olan bazı noktalar var. Onları paylaşmak isterim.
CAS kararının olduğu gibi, doğru şekilde Sporx sitesine aktarıldığını kabul edersek, önemli hukuki sorunlarla karşı karşıyayız.
Sitedeki iki yazıda dikkat çeken, kanımca yanlış olan bazı noktalar var. Onları paylaşmak isterim.
Sporx’teki iddiaları italik ve renginde yazdım. Her
iddianın altında yorumlarım bulunmaktadır.
“Uluslararası
Tahkim Mahkemesi”
CAS’ın açılımı Court of Arbitration for Sport’tur.
Fransızca adı ise Tribunal Arbitral du Sport’dur. Bu mahkemenin Türkçe adı
“Spor Tahkim Mahkemesi”dir. Mahkemenin adında “uluslararası” ifadesi
geçmemektedir. Zira bu tahkim mahkemesi sadece uluslararası uyuşmazlıklara
değil, İsviçre ulusal spor uyuşmazlıklarında da görev almaktadır.
Ne yazık ki bu hata kendisini spor hukuku uzmanı olarak tanıtan
birçok hukukçu tarafından da yapılmaktadır. (Bu hata ve sık yapılan diğer hatalar için: http://goo.gl/xq42To)
“CAS’ın incelenen karşılaşmalarla ilgili tek tek maçların altına
“sorumlu” kişileri yazması. CAS’ın “Bir kulübün bu eylemden sorumlu
tutulabilmesi için bir görevlisinin eyleme katılmış olması veya yapmış olması
gerekir” diye not düşmesi ve suç tespit ettiği tapelere de yer vererek “Bu
kişilerin yüzünden kulüp objektif sorumludur” demesi. CAS’ın 4 şike teşebbüsü olduğu yönünde
tespit ettiği bu karşılaşmalarla ilgili “sorumlular” arasında başkan Aziz
Yıldırım (TFF sorumlu tutmamıştı) İlhan Ekşioğlu, Cemil Turan, Ahmet Çelebi ile
futbolcular Korcan ve İbrahim Akın gibi isimlere yer verdiği görüldü.”
Bu iddia iki açıdan akla uygun değil.
Öncelikle kulüpler, futbolcularının şike faaliyetlerinden
sorumlu olmaz. Ayrıca Fenerbahçe’nin, rakip kulübün futbolcularının şike
faaliyetlerinden sorumlu olacağı ileri sürülemez.
Yazıyı kaleme alan kişinin hukuk bilgisi yetersiz olduğu
için cümleyi bozuk kaleme aldığını düşünelim. O zaman ikinci ihtimali
tartışmamız lazım.
Fenerbahçe şikeye teşebbüsten ceza aldı ise, yöneticilerin
şike teklifinin muhatap futbolcuar tarafından reddedilmiş olması gerekir. Ancak
Korcan Çelikay ve İbrahim Akın sorumlu olarak gösterilmiş.
Teşebbüs var ise, bu futbolcular nasıl sorumlu gösterildi?
Futbolcular şike teklifini reddetmişlerse şike teşebbüs aşamasında kalabilir.
Şike teşebbüs aşamasında kalmış ise, futbolcular tek bir sebeple şike suçu
işlemiş olabilirler: UEFA mevzuatına göre, kendilerine yapılan teklifi TFF’ye
bildirmemeleri futbolcuları sorumlu kılmış olabilir. Oysa bu sebeple verilen
bir ceza yok. Aksine, bu futbolcular müsabaka sonucu etkilemekten ceza aldılar.
Fenerbahçe’nin şikeye teşebbüsten ceza aldığını kabul
etmek çok zor. Korcan Çelikay ve İbrahim Akın sorumlu gösteriliyorsa, en
azından Fenerbahçe – İstanbul BŞB ve Sivasspor – Fenerbahçe maçlarına
yönelik şikenin tespit edilmiş olması gerekir.
CAS’ın kararı yanlış anlaşılmış olmalı.
“CAS’ın
kararında göze çarpan bir ayrıntı da, Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin
Kurulunun Şekip Mosturoğlu’nun 1 yıl men cezası almasına neden olan Eskişehir –
Trabzonspor (22 nisan 2011) ve Karabükspor – Fenerbahçe (8 mayıs 2011)
maçlarıyla ilgili incelemesinde “Herhangi bir suç unsuru yoktur” demesi"
Buradaki iddia yanlış. PFDK Şekip Mosturoğlu’na
Karabükspor-Fenerbahçe maçı yüzünden ceza vermedi. PFDK, oyçokluğu ile suçun
unsurlarının oluşmadığına karar verdi. Sporx bunu gözden kaçırmış.
"CAS’ın
suç tespit ettiği bu karşılaşmalarla ilgili “sorumlu kişileri” belirlemesine
karşılık hem TFF hem de UEFA sürecinde yargılanan ve suçlu bulunan bazı
isimlerin bu isimler arasında olmaması (yani suçsuz bulunması) dikkat çekti.
Örneğin bu suçlu bulunan kişiler arasında Ali Yıldırım, Şekip Mosturoğlu,
Mecnur Odyakmaz, Ahmet Başak ve Bülent Uygun gibi isimlerin olmaması göze
çarptı."
Bu iddia doğru değil.
Önce TFF açısından anlatayım.
PFDK Ali Yıldırım, Mecnun Odyakmaz, ve Bülent Uygun’a
ceza vermedi. “Ahmet Başak” olarak adı
geçen şahıs ise Abdullah Başak olmalı. O da PFDK tarafından cezalandırılmadı. Bu
isimlerin TFF tarafından yargılanıp cezalandırıldıkları iddiası doğru değil.
UEFA Disiplin Kurulu da bu isimleri yargılamadı. Daha
doğrusu, UEFA Disiplin Kurulu hiçbir ismi henüz yargılamadı.
UEFA tarafından yargılanmayan ve cezalandırılmayan
kişilerin CAS tarafından aklanması söz konusu olmaz. Olamaz. CAS, sadece
kulüplerin sorumluluğunu tartıştı. Kişilerin aklanması söz konusu değil.
“UEFA CAS tarafından bu maçlarla ilgili “sorumluluğunu”
tespit etmediği bu kişilere “sen de sorumlusun” demesi mümkün görünmüyor.”
İddiaya göre, CAS’ın sorumlu görmediği kişiler UEFA
tarafından yargılanamaz, cezalandırılamazmış.
Bu iddia da doğru değil.
Öncelikle, CAS sadece Fenerbahçeli yöneticilerin sorumluluğunu tartışmıştır. Diğer kulüplerin yöneticilerin sorumlu olup olmaması ne UEFA ne de CAS yargılamasına konu olmuştur.
Öncelikle, CAS sadece Fenerbahçeli yöneticilerin sorumluluğunu tartışmıştır. Diğer kulüplerin yöneticilerin sorumlu olup olmaması ne UEFA ne de CAS yargılamasına konu olmuştur.
Üstelik UEFA henüz gerçek kişilerle ilgili yargılamasını
yapmamış; bu kişilerle ilgili kararını vermemiştir. CAS’ın yetkisini aşarak,
sadece Fenerbahçe’nin sorumluluğunun tartışıldığı bir davada diğer kulüplerin
yöneticilerinin sorumluluğunu tartışması beklenemez.
CAS, Fenerbahçe’nin sorumluluğunun belirlenmesinde etkili
olmayan Ahmet Çelebi, Mecnun Odyakmaz, Bülent Uygun gibi isimlerin sorumluluğu
konusunda karar veremez. UEFA bu kişiler hakkında soruşturma açabilir ve
yargılayabilir. Bu kişilerin sorumluluğunu tartışarak, öncelikle Sivasspor’a ve
–tartışmaya açık olmakla birlikte- Eskişehirspor’a ceza verebilir.
“Sarı-lacivertli kulübün UEFA'nın 2008 talimatı
çerçevesinde Fenerbahçe'yi yalan beyandan yargılayıp cezalandırmasına karşılık,
CAS'ın bu konuda “hukuki bir dayanak yok” demesini mahkemeye taşıyacağı
öğrenildi.”
CAS, yalan beyandan ötürü ceza verilemeyeceğini tespit
etmişse, kararını da bu tespite dayanarak kaleme almıştır.
CAS, UEFA’nın verdiği cezayı indirmeye gerek duymamış. Fenerbahçe, Sporx’teki iddianın aksine, UEFA’nın değil, CAS’ın kararı aleyhine İsviçre Federal Mahkemesi’nde iptal davası açabilir. İsviçre Federal Mahkemesi, UEFA’nın kararını tartışmaz. Üstelik CAS tarafından uygun görülmeyen bir ceza İsviçre Federal Mahkemesi tarafından değerlendirilmez. Zira CAS, bu hukuka aykırılığı tespit etmesine rağmen dosyanın diğer unsurlarını nazara alarak karar vermiş ve cezanın indirilmesine gerek görmemiş olmalıdır. Fenerbahçe sadece CAS’ın hukuka aykırılığı tespit etmesine rağmen cezayı indirmemesinin kamu düzenine aykırılık açısından değerlendirilmesi gerektiğini iddia edebilir.
CAS, UEFA’nın verdiği cezayı indirmeye gerek duymamış. Fenerbahçe, Sporx’teki iddianın aksine, UEFA’nın değil, CAS’ın kararı aleyhine İsviçre Federal Mahkemesi’nde iptal davası açabilir. İsviçre Federal Mahkemesi, UEFA’nın kararını tartışmaz. Üstelik CAS tarafından uygun görülmeyen bir ceza İsviçre Federal Mahkemesi tarafından değerlendirilmez. Zira CAS, bu hukuka aykırılığı tespit etmesine rağmen dosyanın diğer unsurlarını nazara alarak karar vermiş ve cezanın indirilmesine gerek görmemiş olmalıdır. Fenerbahçe sadece CAS’ın hukuka aykırılığı tespit etmesine rağmen cezayı indirmemesinin kamu düzenine aykırılık açısından değerlendirilmesi gerektiğini iddia edebilir.
Neden CAS cezayı
indirmedi? Yoksa UEFA, Fenerbahçe’yi korudu mu?
Sporx’in iddiaları doğru ise, CAS, UEFA’nın kararını
iki önemli noktada hukuka aykırı bulmuş.
1) Sekiz maçta şike yokmuş. Dört maçta kesinlikle şike yokmuş.
Dört maçta ise şikeye teşebbüs varmış.
2) Gerçeğe aykırı beyandan ötürü ceza verilemezmiş.
CAS’ın tespitleri çok ciddi.
O zaman sormak gerekir. UEFA bu kadar yanılmış, hukuka
aykırı değerlendirmelerle ceza vermiş ise, CAS’ın cezayı indirmesi gerekmez
miydi? Bu kadar hukuka aykırılık var ise, CAS nasıl oldu da UEFA’nın cezasını
onama cüreti gösterdi?
Bu soruyu paylaşınca ikinci soru akla geliyor: CAS,
UEFA’nın kararındaki ciddi hukuka aykırılıklara rağmen cezayı indirmeye gerek
görmemiş ise, UEFA’nın cezasının tespit ettiği şike teşebbüsü faaliyetleri için
yeterli olduğuna kanaat getirmiş olabilir mi? CAS dört şikeye teşebbüs
faaliyetinin cezasının en az UEFA’nın verdiği ceza kadar olabileceğini mi
düşündü?
Daha basit soralım: UEFA, tespit ettiği şike faaliyetleri
için Fenerbahçe’ye hak ettiğinin çok altında mı ceza verdi? CAS ne yaparsa
yapsın, en az bu kadar ceza verilebileceğine mi kanaat getirdi?
Bu yazıda sadece Sporx’in iddialarını tartıştım.
CAS’ın kararı hakkında gizlilik kararı olup olmadığını,
gizlilik kararı varsa bunun etkisini, İsviçre Federal Mahkemesi sürecini, CAS’ın
kararının Eskişehirspor ve Sivasspor soruşturmasına etkisini, CAS’ın kararının
TFF ve ceza yargısına etkisi olup olmayacağını sonraki yazılarda inceleyeceğim.
Yazıklarınıza bakılırsa uefa fb ye şike den değil yalan bayandan 2 yıl men vermiş kişilere ceza verilirken şike suçuna mensup kulüplerde tekrar ceza verecek yani küme düşürme
YanıtlaSil