13 Mayıs 2014 Salı

Passolig'ten Gazete İlanı: "Para, Para, Para!"

Passolig uzun süre kamuoyunda tartışılmaya devam edecek gibi. Aktif Bank ve TFF dışında herkes mutsuz, öfkeli, tepkili. Taraftar dernekleri, hukukçular, milletvekilleri her gün kamuoyuna sesleniyorlar. TBMM'de Passolig ile ilgili soru önergeleri havada uçuşuyor.

Taraftar dernekleri yargıya başvurmaya başladı. Geçen hafta Passolig ile ilgili yürütmenin durdurulması kararı verildi. Yarın bu karara karşı yapılan itiraz görüşülecek.

Passolig, söz konusu duruşmadan önce gazetelere boy boy ilan verdi. Bu ilanın zamanlaması manidar. Yargıyı etkileme amacı taşıdığı çok açık. İlanda hukuki sorular bir kenara bırakılıp uygulamanın sadece ekonomik yönüne değinilmesi ve "Vatan, Millet, Sakarya" edebiyatı yapılması ise Passolig'in hukuken savunulamayacak bir uygulama olduğunu gösteriyor.

İlandaki açıklamaların her satırı için sayfalarca yazı kaleme alınabilir. Zira her cümle eksik bilgi veya saptırma dolu.

Tırnak içinde ve kahverengi kaleme alınan ifadeler gazete ilanında yer almaktadır. Her iddianın altında açıklamalarımız ve sorularımız yer alacaktır. Sorularımız daha çok muhalefet milletvekillerinin Adalet Komisyonu'nda, TBMM genel kurul toplantılarında ve soru önergeleri ile dile getirdikleri sorular olacaktır. Bu tercihin sebebini yazının sonunda açıklayacağım.

Öncelikle, gazete ilanlarında e-biletin güvenlik sağlama amacına hiç değinilmediğine dikkat etmek gerekir. E-bilet uygulaması, tribünlerde şiddetin ve düzensizliğin önlenmesi amacıyla getirildi. Oysa banka hiç bu konuya değinmiyor.

Değinemiyor diyelim.

Bilindiği üzere, uygulamanın hayata geçtiği ilk maç olan BJK-Fenerbahçe maçında, zamanında sahaya inip BJK'li Fernandes'e saldırdığı için seyirden men cezası alan bir taraftar tribünde yakalanmıştı. Bu olay, e-biletin hiçbir işe yaramayacağını göstermişti.

Gazete ilanında tek kelime bile olsa, güvenlikten bahsedilmemesi düşündürücüdür.

Gelelim ilandaki ifadelere!

"E-bilet meclisteki tüm partilerin ortak iradesinin sonucudur"
E-biletin milletin faydasına olduğunu iddia eden Aktif Bank, bu amacını TBMM'yi referans göstererek kabul ettirmeye çalışıyor.

TBMM, milletin yararına mı çalışmaktadır? Bu soruya hiç düşünmeden olumlu yanıt verecek kimse var mı?

TBMM'nin çıkardığı her kanun Anayasa'ya, hukuka, adalete uygun mu? E-bilet uygulamasının kanunla getirilmesi, o uygulamayı Anayasa'ya uygun hale getirir mi?

TBMM'nin göz göre göre Anayasa'ya aykırı bir hükmü nasıl Anayasa hükmü haline getirdiğini hatırlatayım. Anayasa Mahkemesi, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu'nun ve TFF Tahkim Kurulu'nun verdiği kararların kesinliği ve bu kararlara karşı devlet yargısına başvurulamayacağına dair kanun hükümlerini iptal etti. Anayasa Mahkemesi, TBMM'nin gerekli yasal düzenlemeleri yapması için süre verdi.

TBMM ne yaptı? Anayasa'ya uygun düzenlemeler getirmek yerine neredeyse oybirliği ile Anayasa'yı değiştirdi.


Bu değişikliğe ilişkin Anayasa Komisyonu raporunda"Türkiye Cumhuriyeti devletinin UEFA'ya üye olduğu" ve "spor uyuşmazlıklarının tahkimle çözümü konusunda düzenleme getirme yükümlülüğü bulunduğu" şeklinde yalan ifadeler kullanıldı.


Bugün Anayasa'ya açıkça aykırı bir hüküm Anayasa hükmü olarak yürürlüktedir.

Biz bu Meclis'e mi güveneceğiz?

Şikecilere verilen cezaları indiren kanun değişikliğini nasıl unutabiliriz?

E-biletin hiç muhalefet olmaksızın kabul edildiği yönündeki iddia ise doğru değil.
6222 Sayılı Kanun'a ilişkin Adalet Komisyonu raporunda yer alan muhalefet şerhlerinde aşağıdaki ifadeler yer almaktadır:

"Tasarı ile "Yasaklar" kural "özgürlükler" istisna haline getirilmiştir. Bu tasarı baskıcı ve yasakçı bir görüşün ürünüdür. Tasarının 5. Maddesi ile getirilen "Elektronik kart" uygulaması ile "kamera ve benzeri donanımlarla" seyircilerin kayıt altına alınması Komisyonda ayrıntıları arz edilen gerekçelerle çok sakıncalıdır. Çok küçük bir topluluğun taşkınlıklarını önleme adına büyük bir seyirci topluluğunun sınırlamalara tabi tutulması, özgürlüklerinin kısıtlanması kabul edilemez. Temel hak ve hürriyetlerde yapılan bu sınırlamalar "ölçülülük ilkesine" aykırıdır. Şiddet uygulayan, taşkınlık yapan azınlık bir gruba karşı önlem alma adına toplumun geneli yasakçı, izlenen ve kayıt altına alınarak bir uygulama ile karşı karşıya kalacaktır."


6222 sayılı Kanun'un kabul edildiği TBMM genel kurul oturumunda e-biletle ilgili tepki aşağıdaki gibi kayıt altına alınmıştır:

Ali Uzunırmak: "Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası nüfus cüzdanlarında yer almasına karşılık, yapılacak olan birtakım elektronik biletlerle ilgili yeni bir şey getirilecek. Bunun da uygulanması, hemen alana geçildiğinde, seyirciyi psikolojik olarak yanlış etkileyecektir.
Ayrıca, merak da ediyorum: Acaba Hükûmet yeni bir ekonomik alan mı açmak istiyor yandaşlara, kart basımlarıyla ve başka konularla ilgili?"
H. Tayfun İçli: "Değerli arkadaşlarım, Anayasa'mıza göre temel hak ve özgürlükler asıldır. Onların hangi hâllerde kısıtlanacağı Anayasa'mızda net olarak ifade edilmiştir. Bakın, Anayasa 12:
"Temel hak ve hürriyetlerin niteliği
Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder." Bunu neden okuyorum? Bakın, Anayasa'nın 15'inci maddesi hangi hâllerde durdurulabileceğine dair, bir de 13'üncü maddesi hangi hâllerde sınırlanabileceğine dair Anayasa hükmü. Yani kanunla birtakım sınırlamalar getirdiğiniz zaman ölçülülük ilkesine uymak durumundasınız.
"Ya şimdi, sporda şiddetle Anayasa'nın 12, 13, 15'inci maddesinin ne alakası var?" diyeceksiniz. Şöyle alakası var: Bakın bu kanun tasarısının 5'inci maddesine:
(1) Spor müsabakalarına girecek her kişiye vatandaşlık, kimlik numarası, kimlik bilgileri verilmek suretiyle aynı bir kredi kartı gibi bir kart alma zorunluluğu getiriliyor. Bütün adresleri, nüfus bilgileri, T.C. vatandaşlık numarası. Bir maça gideceğiniz zaman o bileti ancak o kartla alabiliyorsunuz ve sizin hangi tribünün hangi koltuğunda oturduğunuzu tespit ediyorlar ve o stadyumda kameraların, teknik birtakım izleme ve kayıt alma cihazlarının da bu kanunun 5'inci maddesinde mutlaka zorunlu olması kuralı getiriliyor. Değerli arkadaşlarım, bakın, birazdan değişiklik önergesi verecekler. Polonya bunu yaşamış. Kişisel bilgiler ele geçirilmiş birtakım kötü niyetli kişiler tarafından. Aslında, bu uygulama bir fişleme, insanları fişliyorsunuz.
(2) Özel hayatın gizliliği kuralını, Anayasa'da temel hak ve özgürlüklerde belirtilen özel hayatın gizliliğiyle ilgili kuralları ihlal ediyorsunuz. Bunun adı ne? "Sporda şiddeti, özellikle futbol müsabakalarında şiddeti önleme amacıyla." Şimdi, bu, biraz evvel ifade ettiğim Anayasa'mızın 12, 13, 15'inci maddeleri, maddeleri uzatabilirim… 59'uncu maddeye göre sporu teşvik etmeniz lazım, ilgiyi artırmanız lazım ama böyle düzenlemeler spor müsabakalarına gelecek kişileri caydırır; insanların özel hayatı kameralarla takip edilecek, maça gitmek için bütün kimlik bilgilerinizi içeren bir kart almak durumunda kalacaksınız, bunun adı da "Sporda şiddeti önleme." olacak. Sporda şiddete hepimiz karşıyız ama belki de tedaviye muhtaç bir avuç azınlığın çünkü elinde kasaturayla, bıçakla saldıran bir elin parmaklarını geçmeyecek kişilerin davranışı nedeniyle 20 bin, 40 bin, 50 bin kişiyi, bir maç için söylüyorum, tabii bütün, genel söylediğiniz zaman milyonları kapsayacak bir özgürlük kısıtlamasına gitmek kabul edilebilir bir olay değil. Biraz evvel, giriş bölümünde de belirttiğim üzere, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde bu yok. Bu tür sözleşmelerde tavsiye kararlarında, seyircilerin eğitilmesi konusunda üye ülkelere tavsiyelerde bulunuluyor. Yani "Siz gidin de şunu yapın, bunu yapın." demiyorlar."
Görüldüğü üzere, TBMM'deki görüşmelerde e-bilete muhalefet edildi ancak bu muhalefet hükümet tarafından ciddiye alınmadı. Bu durumda, e-biletin ortak irade ile yasalaştığı iddia edilebilir mi?

Muhalefet milletvekillerinin e-bilete tepkileri soru önergelerine konu oldu. Umut Oran, M. Sezgin Tanrıkulu, Sırrı Süreyya Önder, Özcan Yeniçeri e-bilet ve özellikle Passolig ile ilgili soru önergelerini TBMM Başkanlığı'na sundular.

Aktif Bank yetkilileri Passolig ile ilgili sorulara cevap verebilirler mi?

Yeri geldiğinde bu sorulara değineceğiz.

"Dünyada sporda şiddetle mücadelede pek çok ülke e-bilet uygulamasına geçiyor."
Gazete ilanındaki en büyük yalan bu. İlan veren kuruluş da, bu iddiasının temelsiz ve gerçeğe aykırı olduğunu kendisi itiraf etmiş.

Pek çok ülkenin e-bilet uygulamasına geçtiği iddia ediliyor ancak sadece dört ülke örnek gösterilebiliyor. Üstelik bu ülkelerdeki e-bilet uygulaması Türkiye'deki gibi değil.

İtalya'da e-bilet işe yaramıyor. Her hafta stadyumlarda onlarca şiddet olayı meydana geliyor.

Gazete ilanında Brezilya'da Dünya Kupası'ndan sonra e-bilet sistemine geçilmesinin beklendiği belirtilmiş. Dikkatinizi çekeyim: "Bekleniyor" denmiş. "E-bilet sistemine geçilecek" yazılmamış. İlanı veren de Brezilya'da e-bilet sistemine geçilip geçilmeyececğinden emin değil.

Hollanda Federasyonu deneme yaptı ama e-biletin başlayacağı kesin değil.

Passolig, "Dünya e-bilete geçiyor" derken sadece 4 ülkeyi örnek göstermesi gerçeğe aykırı beyandır. Tüketiciye yalan söylenmektedir.

Passolig temsilcileri dört ülkeyi örnek gösterirken, bu ülkelerde e-biletin zorunlu olup olmadığına hiç değinmemiştir. Bu ülkelerde e-bilet uygulaması kanunla mı getirilmiş yoksa federasyonların inisiyatifine mi bırakılmıştır?

Passolig yöneticileri, Dünya'dan bahsederken Avrupa'ya hiç değinmemişler.
- İtalya ve Hollanda dışında e-bilet kullanılan başka ülke yok mu? Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi üyesi devletlerde durum nedir?
Avrupa Konseyi bünyesinde kabul edilen Sportif Karşılaşmalarda ve Özellikle Futbol Maçlarında Seyircilerin Şiddet Gösterileri ve Taşkınlıklarına Dair Avrupa Sözleşmesi uyarınca e-bilet zorunlu tutuldu mu? Bu Sözleşme temel alınarak hazırlanan yönerge ve raporlarda e-bilet önerildi mi?
- E-bilete karşı çıkan devletler var mı?
- E-bilet uygulamayan devletler stadyumlarda şiddeti nasıl önlüyor?

Tek bir örnek vereyim. İngiltere, sporda şiddetle mücadelede sert önlemler ve stadyum yönetimi konularında önderlik eden bir ülke. İngiltere'de e-bilet kural olarak ihtiyari, isteğe bağlı. Taraftarlar isterlerse kulüplerinin e-biletlerini alıyorlar. Bu kartlarla indirimlerden faydalanıyor, kulüplerin sosyal aktivitelerine katılabiliyorlar. Kimse onları e-bilet almaya zorlamıyor. Bununla birlikte, deplasmana gidecek seyircilerin e-bilet almaları zorunlu. Kendilerini taraftar siciline kaydettirmek zorundalar. Zira şiddet yaratmaya meyilli taraftarlar daha çok deplasmana giden taraftarlar oluyor.

Sonuç olarak, e-bilet Türkiye dışında hiçbir Avrupa ülkesinde zorunlu tutulmuyor. Parlamentolar bu konuda kanun çıkarmıyor. Taraftarlar, kanun yoluyla zorla müşteri haline getirilmiyor.

"15 Lira'ya Türkiye'nin en ekonomik kart programı PASSOLİG'tir"
Banka, "kredi kartı aidatlarının 60 TL'den başladığı, kredi kartsız banka kartları için de hesap işletim ücretinin yıllık 40 TL'den başladığı düşünüldüğünde 15 TL'lik yıllık e-bilet kullanım bedeli ile en ucuz kart programının PASSOLİG olduğunu" iddia ediyor.

Belirtmek gerekir ki, Yargıtay "yıllık aidat ücreti", "hesap işletim ücreti" adı altında talep edilen ücretleri hukuka aykırı olarak değerlendirmekte ve yapılan ödemelerin 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde geri istenebileceğini kabul etmektedir. PASSOLİG'e ödenen kullanım bedeli de hukuka aykırıdır.

PASSOLİG yetkilileri, ödemeler konusunda gerçeğe aykırı ilan vermekten kaçınmamışlar. Bilindiği üzere, Passolig kullanım bedelleri kulübe göre değişiklik göstermektedir. Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor için kullanım bedeli 25 TL'dir. Gazete ilanında bu farklı uygulamaya hiç değinilmemiştir. Belirtmek gerekir ki, aynı kart ve hizmet için farklı ücretler talep edilmesi Anayasa'daki eşitlik prensibine aykırıdır.

PASSOLİG, diğer banka ve kredi kartlarından avantajlı olduğunu iddia etmekte ancak hiçbir kart için öngörülmeyen kullanım bedelini taraftarlardan talep etmektedir. Passolig ile alınacak her bilet için bankaya 2 TL ödenmektedir. Kartın kullanımı için istenen bu bedel hukuka aykırıdır. Üstelik bir taraftar takımının 17 lig maçına gitmek isterse, sezon boyunca kart kullanım ücreti olarak 49 veya 59 TL ödeyecektir. Bu bedel de gazete ilanında bahsedilen 40 TL'den yüksek ve kredi kartı kullanım ücretine yakın bir bedel olacaktır.

Sonuç olarak, PASSOLIG kesinlikle ucuz bir kart programı değildir.

"PASSOLIG sağladığı fırsatlarla üste para veriyor."
İlanda taraftarların müşteri haline getirildiği itiraf ediliyor. Taraftarlar sadece maç seyretmekle yetinememekte, harcama yapmaya teşvik edilmektedir.
Passolig yetkililerinin birkaç konuya açıklık getirmeleri gerekir.
E-biletin banka kartı/kredi kartı haline getirilmesi, sadece maç izlemek isteyen taraftarların kampanya programlarına dahil şirketlere yönlendirilmesinin stadyumlarda şiddetin azaltılması amacına ne gibi katkısı olacaktır?
Stadyuma giriş için alınan e-biletin yanında zorla banka kartı/kredi kartı satılması Tüketici mevzuatına aykırı değil midir?

FİŞLEME İDDİALARI

Passolig yetkilileri, 6222 sayılı Kanun henüz taslak halindeyken bile gündeme getirilen fişleme iddiaları hakkında tek kelime açıklama yapmadı. Kanun yürürlüğe girmeden önce birçok akademik toplantıda hukuk akademisyenleri bu tehlikeye dikkat çekti. Birçok spor yöneticisi fişlemeye karşı olduklarını ifade etti.

Fişleme iddiaları TBMM'de de yankı buldu. Adalet Komisyonu raporunda, TBMM genel kurulunda, soru yönergelerinde özel hayatın, kişisel verilerin korunması gerekliliği sık sık dile getirildi.

Milletvekillerinin tepkilerini ve sorularını hatırlayalım:

6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun ile Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte yer alan elektronik kart ve bilet sistemiyle sporseverlerin kişisel verilerinin toplanması projesi ciddi sakıncalar içermektedir. 12 Eylül 2010 tarihli değişiklikle Anayasa'nın 20. maddesine eklenen ilgili fıkra ve tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili hükümleri kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını temel hak ve .zgürlüklerden biri olarak Anayasal güvence altına almıştır.

İlgili yönetmeliğin 21/3-C hükmünde toplanan bu bilgilerin federasyonun spansorları ve anlaşma yaptığı kurumların reklam ve diğer hizmetleri için kullanılabileceği ve  saklanabileceğibelirtilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesi ve Anayasamız ile güvence altın alınan temel bir hak olan kişisel verilen bir yönetmelik hükmüyle ticari bir mal haline getirilmesi ve hatta bunların pazarla hakkının belirsiz üçüncü kişi/kurumlara devredilmesi kabul edilebilir bir durum değildir.

Spor faaliyetlerinin seyir güvenliği, fanatizm ve holiganizmle mücadelenin önemlidir. Ancak bu yapılırken sporseverlerin Anayasal hakları ile bu mücadele arasında bir denge. gözetilmesi gerekmektedir.

Anayasanın 20. Maddesi (Ek fıkra: 7/512010-598212 md.) açık rızadan söz etmektedir. Bu rızanın serbest bir iradeye dayanması ve rızanın verilmemesi durumunda herhangi bir yaptırıma sebebiyet vermemesi gerekmektedir.

Bu bağlamda;

1. Kişisel verilerinin alınmasına rıza göstermeyen sporseverler elektronik kart ve bilete sahip olabilecek midir?

2. Federasyonlara topladıkları bu bilgileri pazarlama hakkı verilmesi, bunun.ötesinde bu veriler üzerindeki haklarını üçüncü kişi ve kurumlara devretme yetkisi bulunması, kişisel verilerin bir mal gibi satılması kişisel verilerinin korunması hakkının ihlali anlamına gelmez mi?

3. Toplanacak bu verilerin saklanacağı yer neresidir ve bu veriler ne kadar süre ile işlenecektir?

Diğer sorular ise aşağıdaki gibidir:

Belirli bir takımın kartına sahip bir kişinin başka bir takımın maçını maçını başka bir takımın tribününde izleyemeyeceği doğru mudur? 

Bir takım isterse bir başka takımın Passolig kartına sahip taraftarı tribüne alınama hakkına sahip midir?

Passolig sözleşmesinin ikinci maddesinde "kişisel bilgilerinizin Aktif Bank’ın iştirakleri. bağlı bulunduğu grup şirketleri ile Türkiye Futbol Federasyonu. ilgili program ortakları veya anlaşmalı kurum/kuruluşlar ile paylaşılabileceğihükmü yer almaktadır. Türkiye Futbol Federasyonu ve özel şirketler kişilerin "anne kızlık soyadı"na kadar varan özel bilgilerini hangi sebeple toplamaktadır? Kişisel verilerin gizliliğini ihlal eden bu uygulamaya gerek duyulmasının sebebi nedir? Milyonlarca vatandaşımızın özel bilgilerinin belli bazı kişilerin eline geçmesine de neden olabilecek böyle bir sistem kurulması ile kişisel verileri tehdit altına alınan vatandaşlarımızı korumak için hangi önlemler alınmaktadır?

İlgili sözleşmenin 4. maddesi "Site'nin virüslere  karşı korunması için gerekli önlemler alınmış olmakla birlikte bu konuda bir garanti verilmemektedir” denilmektedir. Vatandaşların kişisel verilerinin korunması noktasında hiçbir sorumluluk alınmamasının nedeni nedir? Milyonlarca vatandaşın kişisel verilerinin siteye yönelik bir saldırı sonucunda çalınması halinde alınacak olan önlemler nelerdir?

Futbolseverlerin kişisel bilgilerini, tuttukları takımları beyan etmeye zorlanmaları özel hayatın gizliliğinin ihlali değil midir?

Taraftarların fişlenmesi konusundaki endişelerini gidermek yönünde bir çalışmanız olacak mı?
Koltuk numarası üzerinden taraftarlara fişleme yapılacağı doğru mudur?

Futbol izleyicisini kayıt altına almanın, üstelik bunu bir banka üstünden yapmanın bir gözetim politikası olduğunu düşünüyor musunuz?

NEDEN AKTİF BANK?

Kamuoyunda e-bilet uygulamasının Aktif Bank aracılığıyla hayata geçirilerek, Aktif Bank'a devlet eliyle yardım edildiği görüşü hakim. Kimse Aktif Bank'ın hangi usulle ihaleyi aldığını bilmiyor. Ne Aktif Bank ne de TFF açıklama yapıyor.

TFF'nin usulüne uygun ihale yapmadan e-bilet uygulamasında Aktif Bank'ı yetkili kılması, rekabet mevzuatına aykırılık teşkil ediyor.

Muhalefet milletvekilleri de bu konulara dikkat çekiyorlar.

Henüz kanun görüşmeleri aşamasında, milletvekili Ali Uzunırmak e-bilet ile ilgili kaygılarını dile getirirken şu soruyu yöneltmişti: "Acaba Hükûmet yeni bir ekonomik alan mı açmak istiyor yandaşlara, kart basımlarıyla ve başka konularla ilgili?"

Bu konuda soru yönergeleri de paylaşıldı. Aktif Bank ile hükümet arasındaki yakın ilişkiye dikkat çekildi.

İlgili sorular şöyle:

Passolig uygulamasının arkasında S&P'nin son raporuna göre 1,3 milyar dolar kısa vadeli borcu nedeniyle yatırım yapılabilir seviyenin altı basamak altında yer alan bir holdinge bağlı Aktif Bank'a yeni bir müşteri portföyü kazandırarak, bankanın likit akışını güçlendirmek mi bulunmaktadır?

İşlemlerin hükümetinize yakınlığıyla bilinen Çalık Grubu'nun Aktifbank’ı üzerinden gerçekleşecek olması bir tesadüf müdür?

Passolig kart hizmetlerinin neden birden fazla banka tarafından verilmesi sağlanmamıştır?

Passolig kart hizmetlerinden beklenen gelir ne kadardır?

Passolig kart hizmetlerinin Aktif Bank'a verilmesi hangi ihale usulü ile gerçekleşmiştir?

Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında 20 Nisan 2014 tarihinde oynanan maçta, e-bilet sistemiyle girişlerde sorunlar yaşanmış, sistem hatası nedeniyle birçok taraftar uzun süre beklemek zorunda kalmış ve mağdur edilmiştir. Bu eksiklikler giderilmeden sisteme hızlı bir geçiş yapılmasının nedeni nedir?

TÜKETİCİ MEVZUATINA AYKIRILIK

Passolig sözleşmesinde Anayasa'ya, tüketici mevzuatına aykırı birçok hüküm bulunmaktadır. Bunlardan biri soru yönergesine konu oldu:

"Passolig kullanım sözleşmesinin 14. Maddesine göre "Hizmetlerin geçici bir süre askıya alınması veya tamamen durdurulmasından ya da Site'nin kapatılmasından dolayı Aktif Bank'ın kullanıcılara karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır”. Yılda 15- 40 lira aidat ve işlem başına hizmet bedeli alan bir hizmetin "geçici süreyle veya tamamen askıya alınması" durumunda bu hizmeti ödeyen vatandaşların zararı nasıl karşılanacaktır? Sporseverleri korumak için tarafınızca alınan önlemler nelerdir?"

HERKES HAİN, SADECE AKTİF BANK MEMLEKETİNE SEVDALI

Gazete ilanında en dikkat çeken bölüm ise, Passolig'e karşı olanların;
Karaborsa ve kayıtdışılıktan beslenenler,
Fişleme bahanesi ile sorumsuzca davranışlarını sürdürerek takımlarına maç, diğer seyircilere seyir cezası aldırmayı hak görüp çocuğumuzu maça götürme hakkımızı gasp edenler ile şiddete karşı gözüküp rant sağlayanlar,
Yerli firmaların milli projelerinin başarılı olmasını istemeyenler,
"Bu iş bu kadar etmez. Bu sebeple eli cebe atıp bu kadar para vermenin manası yok" deyip proje hayata geçince gözü kalanlar
olarak nitelendirildikleri bölüm oldu.

Her cümlesinde "TL"ve "rant" kelimelerini eksik etmeyenlere sormak lazım:
- Hukuk akademisyenleri karaborsadan mı besleniyorlar?
- CHP milletvekilleri, CHP'nin hissedar olduğu İş Bankası'na yol yapmaya mı çalışıyorlar?
- Diğer partilerin milletvekilleri hangi sermaye grupları için isyan bayrağı açtılar? Kimlerin iş takipçiliğini yapıyorlar?
- Fenerbahçe Kulübü sistem dışında kalmayı tercih etti. Fenerbahçe'nin yöneticileri Passolig'i şiddetle eleştirdiler. Bu yöneticiler tribün liderleri ile ortaklıkları tehlikeye girdiği için mi uygulamaya karşı çıkıyorlar?

Aktif Bank, tıpkı şike sürecinde TFF'nin yaptığı gibi, maddi menfaatleri hukuktan üstün tutarak, hukuktan yana olanları hain olarak yaftalıyor. Bu kadar milletvekili, spor yöneticisi, akademisyen, vs hain olabilir mi? Hepsinin rant çevreleri ile yakın ilişkisi nasıl olur?

Biz bu filmi şikede gördük. Hukuka ihanetin her gün yeni bir kaos doğurduğuna, toplumsal huzuru yok ettiğine şahit olduk.

TBMM en kısa sürede toplanıp e-bilet ile ilgili düzenlemeleri düzeltmelidir. Dünya'da tek bir örneği olmayan ve sadece TFF, banka ve kampanya ortağı şirketleri daha da zenginleştirmeyi amaçlayan bu uygulama kaldırılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder