Sayın Hüseyin Alpay
Köse bugün Spor Hukuku Enstitüsü Derneği'nin Internet sitesinde uzun süredir
bahsettiği Türk Spor Tahkim Mahkemesi Projesi'ni
duyurdu.
Bu konuyu uzun
zamandır tartışıyorduk. Çeşitli toplantılarda bu mahkemenin gerekliliğini dile
getirmiştik.
Sayın Köse,
projesini temel hatları ile kaleme almış. Bu proje ile ilgili değerlendirme ve önerilerimi
ileride makale konusu yapmayı düşünüyorum.
Şimdilik projeyi
okur okumaz aklıma gelen bazı hususları paylaşmak istiyorum.
Bu projedeki
önerilerin bilimsel temelli hazırlanması gerekiyordu. Türk mevzuatının gelişimi,
yüksek yargı kararları, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi'nin spor tahkimi ile
ilgili içtihatları, karşılaştırmalı hukukta spor tahkimi kurullarının yapısı,
bu kurullar arasındaki farklar, hangi yapının Türk hukuk sistemine daha uygun
olduğu, İsviçre Federal Mahkemesi ve diğer devlet mahkemelerinin bu kurulların
kararları ile ilgili içtihatları, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nin spor
tahkimi ilgili eleştiri ve önerileri başta olmak üzere ulusal ve
karşılaştırmalı hukuk çalışmasının çok kapsamlı şekilde yapılması beklenirdi.
Sayın Köse'nin
projesi ile ilgili soru ve görüşlerim aşağıdaki gibidir:
1) Bu sistemde
tahkime başvuru zorunlu mu, ihtiyari mi olacak? Kanunla zorunlu tahkim sistemi
mi getirilecek? Devlet mahkemelerine başvuru yasağı getirilecek mi? Bu Tahkim
Mahkemesi'nin yasal dayanağı olacak mı, yoksa federasyonların tercihine göre mi
yetkili olacak?
2) Anayasa'daki
spor tahkimi hükmünde değişiklik yapılacak mı?
3) Bu mahkemenin
tüzel kişiliği olacak mı? Bir başka kurum bünyesinde mi oluşturulacak?
4) Projede
"kuruluş aşamasında yeterli miktarda paranın Bakanlık tarafından
sağlanması" önerilmiştir. Bu hangi Bakanlık'tır? Gençlik ve Spor Bakanlığı
mı? Adalet Bakanlığı mı? Bakanlık, özerk bir kuruluşa neden bütçe ayırsın? Bu
uygulamanın Dünya'da örneği var mı?
5) Projede bir
kuruldan bahsedilmektedir. Bu kurulun hakemlerden oluşacağı anlaşılmaktadır. Bu
kurulun sekreteryasını hakemler mi üstlenecektir? Yoksa ICAS benzeri bir kurul
mu oluşturulması düşünülmektedir?
6) Hakemlerin
seçiminde Adalet Bakanlığı'nın 5 üye teklif etme yetkisi bulunmaktadır. Oysa
Anayasa Mahkemesi'ne göre, hakim ve savcıların bu tür kurullarda yer almaları
Anayasa'ya aykırıdır. Projedeki bu öneri Anayasa'ya aykırılık teşkil
etmektedir.
7) Hakem teklif
edecek kuruluşlar arasında sporcu, teknik adam, hakem dernekleri/birlikler yer
almamaktadır. Kulüpler federasyonlar aracılıpıyla bu kurula hakim olacaktır.
CAS'ın gelişimi dikkate alınırsa, İsviçre Federal Mahkemesi sporcu örgütlerinin
hakem atayamamasını doğru bulmamıştı. Proje de bu açıdan henüz organizasyon
aşamasında önemli eksiklik barındırmaktadır.
8) Hakemler kapalı
liste yöntemi ile belirlenmektedir. Özellikle sporcu birlikleri kapalı liste
yöntemini sert biçimde eleştirmektedir. Bugün tam serbesti uygulayan tahkim
kurulu bulunmamakla birlikte, liste yanında tarafların hakemlerini seçmelerine
imkan veren sistem Almanya'da kabul edilmiştir. Bu projede hakem seçimi ile
ilgili karşılaştırmalı hukuk çalışması yapılması ve oyuncu/teknik sorumluların
da kendilerini temsil ettirebilme imkanının tartışılması gerekmektedir.
9) Projede
hakemlerin en az 10 senelik spor hukuku deneyimi olması aranmaktadır. İlginç
olan nokta, bu sürenin fakülteden mezuniyet ile başlayacak olmasıdır. Bu
sürenin gözden geçirilmesi gerekir. Mezun olur olmaz deneyimin başladığı iddia
edilemez.
Projede
"sertifika" sahibi olmak, spor hukuku eğitimini gösteren bir özellik
gibi gösterilmektedir. Sertifika programlarında pasif öğrenim yapılmaktadır.
Programa katılanlar ödev bile hazırlamamaktadır. Onların bilgisini ölçecek
araçlar kullanılmamaktadır. Bu sebeple, sertifika sahibi olmak, spor hukuku
uzmanlığında kriter olarak kabul edilemez.
10) Hakemlerin
hakimlik teminatına sahip olacağı kabul edilmiş. Bu, hakemlere verilen büyük
bir imtiyazdır. CAS ve diğer yabancı tahkim mahkemelerinin mevzuatı dikkate
alınarak, hakemlerin geçici veya sürekli biçimde görevden alınacağı haller
öngörülmelidir.
11) Projeye göre,
hakemler bu görevi ifa ettikleri süre boyunca doğrudan veya dolaylı
olarak hiç bir
sportif organizasyon ile bir bağlantıya sahip olamayacak ve asla bu alanda
avukatlık yapamayacaklar.
Bu dilekler
Anayasa'ya aykırıdır.
Hakemlik, tek
başına derneklere üye olma hakkını ortadan kaldıramaz. Bir hakem, üye olduğu
dernek/kuruluş ile ilgili bir dava söz konusu olduğunda davadan çekinebilir
veya red edilebilir.
Aynı şekilde, spor
hukukunda uzman bir avukatın 5 sene boyunca spor hukuku alanında avukatlık
yapmasını yasaklamak akla, mantığa, işin doğasına aykırıdır. Bu yönde çalışma
yasağının Anayasa'ya aykırı olacağını söylemeye gerek bile yoktur. CAS ve diğer
tahkim mahkemelerinin/kurullarının tüzüklerinde bu yönde bir hüküm
bulunmamaktadır. Bulunması beklenemez.
CAS'ta hakemlerin
spor hukuku ile ilgili davalara bakmaları yasaklanmamıştır. CAS hakemlerine
getirilen tek sınırlama, CAS önünde bulunan davalarla ilgili danışmanlık
yapılmaması, mütalaa verilmemesi yönündedir.
12) Bu projede
tahkim yerinin neresi olacağı belirtilmemiş.
13) Projede
uygulanacak hukuk konusunda açıklama yok.
14) Kurulun
hakkaniyete göre karar verme yetkisi olacak mı?
15) Projede tahkim
diline dair açıklama yok.
16) Tahkim
mahkemesi kararına karşı devlet mahkemelerine başvurulacağı belirtilmiş.
HMK'daki iptal sebeplerinden ayrı sebepler üretmeye gerek var mı?
17) Tahkim kurulu
kararlarına karşı CAS'a başvuru imkanı olmayacak mı?
18) Projede "kararların kısa hali ile Internet sitesinde yayınlanması ve her yıl
sonunda mutlaka bir basılı yayın çıkarılarak
kamuoyunun bilgisine sunulması gerektiği" ifade edilmiş. Oysa ilk derece
mahkemesi olarak, özellikle sözleşmeden doğan uyuşmalıklarla ilgili verilen
kararların gizli olması gerektiği kabul edilmektedir. Tüm kararların kamuoyu
ile paylaşılması, sözleşmesel uyuşmazlıkların bu mahkemeye taşınmasını
engelleyecektir.
Yayınlanacak
kararlarda mutlak şeffaflığın kabul edilmesi de mümkün değildir. Hiçbir
şekilde tarafların, vekillerin ve hakemlerin isimleri, onların kişisel
özelliklerine işaret eden ifadelere yer verilmemesi gerekir.
19) Hakemlerde
yabancı dil bilgisi aranmıyor. Bu önemli bir eksikliktir. CAS ve diğer
hakem mahkemelerinin/kurullarının kararlarını, devlet mahkemelerinin ve Avrupa
Birliği Adalet Divanı'nın sporla ilgili kararlarını takip edemeyen ve bunlardan
haberdar olmayan hakemlerin hızla gelişen lex sportiva'ya uygun karar vermeleri
beklenemez.
20) Projede kurulda
görev alması gereken uzmanlardan bahsedilmiyor.
21) Federasyon
yönetim kurullarının kararlarına karşı da Tahkim Mahkemesi'ne başvurulabileceği
belirtilmiş. Böylece sporla ilgili kararların spor camiası içinde
çözümlenmesi amaçlanıyor.
Bu öneri kabul
edilemez. En azından, kanunla böyle bir yetki verilmesi Anayasa'ya aykırı olur.
Yönetim kurulları
Anayasa'ya, rekabet kurallarına, emredici hukuk kurallarına ve kamu düzenine
aykırı birçok karara imza atmaktadır. Bu kararlara karşı itiraz mercii asla
federasyonların baskın rol oynadığı Tahkim Mahkemesi/Kurulu olamaz. "Doğal
hakim" ilkesi gereği, federasyon yönetim kurulu kararlarına karşı devlet
mahkemelerine başvuru yolunun her zaman açık olması gerekir.
Ayrıca bağımsız federasyonlar,
idari kurumlardır. Federasyonların yönetim kurulları ve disiplin kurulları
tarafından verilen kararlar da idari kararlardır. Anayasa'nın 125'inci maddesi
gereğince bu kararlara karşı yargı yolu açıktır. Anayasa'daki spor tahkimine
ilişkin hükmün Anayasa'ya aykırı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından birkaç kez
tespit edilmiştir. Bu proje ile Anayasa'ya aykırı uygulamanın başka bir kurum
bünyesinde devamı sağlanacaktır.
22) Kurula üye önerecek federasyonlar arasında ayırımcılık yapılıyor. Futbol Federayonu 5 üye, Basketbol Federasyonu 2 üye, Voleybol Federasyonu ise 1 üye önerebilmektedir. Bu farkın sebebi nedir? SGM Tahkim Kurulu'na başvurular dikkate alınarak mı bu ayırım yapılmıştır? Doping davalarının çokluğu dikkate alınarak Atletizm, Halter, Vücut Geliştirme gibi federasyonların hiçbirinin aday gösterememesi düşündürücüdür.
23) Projede tahkim süresi belirlenmemiş. Hakemler için azami süre öngörülmemiş.
24) Projede Tahkim Mahkemesi'nin usul kurallarında ne gibi özellikler, fark edici noktalar yer alacağı açıklanmamış.
25) Projede, tahkim kurulunun kararlarının iptali sebepleri dar kapsamda öngörülmüş. Projeye göre "Kurulun aldığı kararlar prensip olarak kesin ve itiraza edilemez olmalıdır. Ancak kararlar ancak sınırlı ve belirli gerekçeler ile Yargıtay denetimine de açık olmalıdır. Bu gerekçeler;
a) Hakemlerin
usulüne uygun şekilde seçilmemiş olması.
b) Tahkim
mahkemesinin kendisini haksız şekilde yetkili sayması.
c) Tahkim
mahkemesinin kendisine yapılan başvuruların ötesinde karar vermesi veya
taleplerden biri hakkında karar vermemesi.
d) Taraflar
arasında eşitliğin veya çapraz savunma usulünde dinlenme haklarına saygı
gösterilmemiş olması.
e) Kararın Türk
kamu düzenine aykırı olması."
olacak.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda hakem kararlarının iptali sebepleri düzenlenmiştir. Bu sebepler aşağıdaki gibidir:
"a) Tahkim sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim sözleşmesinin geçersiz olması,
b) Hakem veya hakem
kurulunun seçiminde, sözleşmede belirlenen veya bu Kısımda öngörülen usule
uyulmaması,
c) Kararın, tahkim
süresi içinde verilmemesi,
ç) Hakem veya hakem
kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar vermesi,
d) Hakem veya hakem
kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar vermesi veya
talebin tamamı hakkında karar vermemsi ya da yetkisini aşması,
e) Tahkim
yargılamasının, usul açısından sözleşmede veya bu yönde bir sözleşme
bulunmaması hâlinde, bu Kısımda yer alan hükümlere uygun olarak yürütülmemesi
ve bu durumun kararın esasına etkili olması,
f) Tarafların eşitliği
ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmemesi
g) Hakem veya hakem
kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmaması,
ğ) Kararın kamu düzenine
aykırı olması"
HMK'da iptal sebepleri öngörülmüşken, Türk Spor Tahkim Mahkemesi'nin kararları için özel iptal sebepleri yaratılmaya çalışılması düşündürücüdür. Belirtmek gerekir ki, tahkim kararlarına ilişkin iptal sebepleri devlet kanunları ile öngörülmüştür. Bir Tahkim Mahkemesi, kararlarının hangi ihtimallerde iptal edileceğini belirleyemez. Eğer düşünülüyorsa, kanunla Türk Spor Tahkim Mahkemesi için özel iptal sebepleri öngörülmesi Anayasa'ya aykırı olacaktır. Elbette her zaman olduğu gibi, Anayasa'ya aykırı hükümleri Anayasa'ya koyma alışkanlığı ile bu hukuka aykırılık mahkeme denetiminden kaçırılabilir.
26) HMK'ya göre,
tahkimde iptal davasına bakmakta görevli mahkeme, tahkim yerindeki Asliye Hukuk
Mahkemesi'dir. Ancak projeye göre, Türk Spor Tahkim Mahkemesi'nin kararlarına
karşı iptal davası Yargıtay'da açılabilecektir. Bu ayırımın sebebi nedir?
Şimdilik bu kadar
yazıyorum. Aklıma gelen noktaları yavaş yavaş ekleyeceğim. Uygun bir vakit
bulduğumda kapsamlı, atıflı bir makale yazacak ve makaleyi kamuoyu ile
paylaşacağım.
Sayın Köse'nin
projesinin tartışılması gerekir. Ancak önce Sayın Köse bu projesini
detaylandırmalıdır. Hangi sistemlerden etkilendiğini, hangi kararları dikkate
aldığını açıkça dile getirmelidir. Hukuk sistemini kökten değiştirmeyi
amaçlayan bir proje en ince detayıyla hazırlanmalıdır.
EKLEME: Yukarıdaki yazıyı 10 Ocak 2014 tarihinde kaleme almıştım. Sayın Köse, inceleme konusu projesini, 10 ay sonra, Kasım 2014'te basılan Kısmet Erkiner'e Armağan kitabında hiçbir değişiklik ve ekleme yapmadan yayınlattı.
EKLEME: Yukarıdaki yazıyı 10 Ocak 2014 tarihinde kaleme almıştım. Sayın Köse, inceleme konusu projesini, 10 ay sonra, Kasım 2014'te basılan Kısmet Erkiner'e Armağan kitabında hiçbir değişiklik ve ekleme yapmadan yayınlattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder