5 Şubat 2013 Salı

Sercan Sararer ve Irkçılık


Dün Mehmet Demirkol'un Sercan Sararer ile ilgili yorumları gündeme bomba gibi düştü.

Mehmet Demirkol, Sercan Sararer'in basın toplantısında Almanca konuşmasına sinirlendi. Milli takımdaki futbolcuların Türkçe konuşması gerektiğini ileri sürdü.


Açıklaması şöyleydi:

"Bir Diyarbakirlı çocuk gelsin, orada, milli takımda Kürtçe konuşsun! Ortalık birbirine girer. Sercan Türkçe konuşamıyor. Almanca konuşuyor, çevirmen çeviriyor. Kimse bir şey demiyor. Türk takımlarinda oynayan yabancı futbolcular da Türkçe bilecek. Türk milli takımında oynayan oyuncular Türkçe konuşacak. Üzerinde Türk forması varken basın toplantısında bir oyuncu Almanca konuşamaz. İnsanı zorla ırkçı, milliyetçi yaparlar.


Bu ifadeyi neresinden tutarsak tutalım, elimizde kalır.

Mehmet Demirkol bugün özür dilemiş. Bu özür ise sadece üsluba yönelikmiş. Yoksa Demirkol hala eleştirisinin arkasında.


Demirkol'un yaklaşımı o kadar yanlış ki!

Öncelikle eleştirmesi gereken kişi, futbolcu olmamalı! Demirkol, Sercan'ı milli takıma alan teknik adam ve yöneticiyi, Sercan'ı basın toplantısına çıkaran medya sorumlusunu muhatap almalıydı.


Futbol milli takımında Türkçe konuşamayan birçok futbolcu gördük. Mehmet Aurelio, Mustafa İzzet, Colin Kazım Richards ilk akla gelen örnekler. Mehmet Aurelio Türk kökenli olmadığı için onun yanlış örnek olduğunu iddia edenler çıkabilir. Demirkol'un derdi, Türk milli takımında yabancı dil konuşulması olduğuna göre, Mehmet Aurelio da bu örnekler içinde yerini alacaktır.


Mehmet Demirkol sadece futbolla ilgilendiği için yorumları da kısıtlı kalıyor. Diğer spor dallarındaki milli takımlarda onlarca devşirme yer alıyor. Bu sporcular Türkçe bilmiyorlar. Tercüman aracılığıyla iletişim kuruyorlar. TRT spikeri İngilizce röportaj yapmak zorunda kalıyor. Atletizm, basketbol, eskrim, voleybol, yüzme başta olmak üzere birçok spor dalında milli takım sporcularımızın bir bölümü devşirmelerden oluşuyor. Alman asıllı Türk judocumuz bile doğru düzgün Türkçe konuşamıyor.


Bugüne kadar Demirkol'un devşirmelerin Türkçe konuşamamaları konusunda bir yorum duymadık.

Milli takımda Türkçe zorunluluğu olmalı mı? Eğer devşirmelerden, Türkçe bilmeyen göçmen çocuklarından faydalanıyorsanız; milli takımların iskeleti yurt dışında doğup büyümüş sporculardan oluşuyorsa Türkçe konuşulması yönünde bir zorunluluk getiremezsiniz.

"Milli takım ruhu"nu öne sürenler ise artık milli takımlarda bu ruhun olmadığının farkında değiller. Milli takımlar çıkar üzerine kuruluyor. Ödül yönetmeliği ile taahhüt edilen ödüller yabancı sporcuları ülkeye çekiyor. Federasyonlar, kulüpler, antrenörler arasında çıkar ilişkisi var. Sporcular bile bu ilişkinin gölgesinde seçiliyor. Ödüllerden pay alma umudu objektif, adil oyuncu seçimini engelliyor.

Erkek Basketbol Takımı'nın Dünya Şampiyonası esnasında nasıl prim dilendiğini hatırlayalım. Hidayet Türkoğlu'nun başbakana adeta yalvardığını unutmayalım. Röportajlar esnasında"maddi ve manevi destek" isteğini dile getirdiğini unutmadık. Birkaç gün sonra bu oyunculara milyonlarca lira verildiğini biliyoruz. Oysa oyuncuların sadece milli ruhla oynamalarını beklerdik, değil mi?

"Oyun esnasında iletişim" gerekçesi de pek tutarlı değil. Futbol gibi bir oyunda, futbolcular saha içinde kaç cümleye ihtiyaç duyarlar? 6 yabancı futbolcu sahada iken takım nasıl anlaşıyorsa, milli takımda da aynı şekilde iletişim olacaktır. Hatta milli takımdaki sporcuların kulüplerdeki yabancı sporculara göre Türkçe bilgisi daha fazla olacaktır.

Mehmet Demirkol, sadece milli takım oyuncularının değil, kulüp oyuncularının da basın toplantılarında Türkçe konuşmaları gerektiğini ileri sürdü.

Avrupa ülkelerinde bu tür zorunluluk var mı bilmiyorum. Bununla birlikte, bu tür bir zorunluluk getirilmesi durumunda, birçok futbolcunun basın toplantılarına katılmasını beklemek hayalcilik olur. Sporcuları dil öğrenmeye zorlayamazsınız. O sporcular da basın toplantısına katılmayı reddederler.
Bu gelişmeden en çok kim zarar görür? Medya elbette.

Medya sporcularla ilişki kurmakta zorlanıyor. Kulüplerin futbolcuları sakladığını iddia ediyorlar. Kulüplerin medya ile yakın ilişki kurmasını istiyorlar. Sporcularla iletişim kurmak için yoğun çaba harcıyorlar.


Yabancı sporculara Türkçe konuşma şartı getirilirse, medya kan kaybeder. Futbolcular kulüplerin televizyon ve dergilerine veya kulüplerle yakın ilişki içinde olan  medya organlarına özel röportajlar verirler. Diğer gazete, televizyon ve dergiler ise isyan etmeye devam eder.


Tekrar milli takıma, özellikle Türk kökenli sporculara dönersek...

Almanya, Belçika, Fransa gibi ülkelerde doğup yetişen, sporu bu ülkelerde öğrenen ve başarı elde etmeye başlayan sporcuları Türk milli takımına kazandırmaya çalışmak kolaycılıktır. Hazıra konmaktır. Sistemsizliğin itirafıdır.


Sporculara büyük menfaat taahhüdünde bulunup ülkeye getirdikten sonra onları doğalarına aykırı davranmaya zorlamak ise ırkçılıktır.


Almanya'da doğup yetişmiş, ebeveynlerinden biri Türk olan bir genci Türkçe konuşmaya zorlamak ırkçılıktır. O genç sporcu kendisini Almanca, Fransızca veya bir başka yabancı dille daha iyi ifade edebilir. O gence Türkçe anlamadığı ve konuşamadığı için kızmak da ırkçılıktır.


Avrupa gerçeğinden habersiz insanlar Avrupa'da doğup büyümüş Türk gençlerinin özellikle dil konusunda yaşadığı zorlukları bilmiyorlar. Bilmek de istemiyorlar. Anne veya baba Türk ise gencin anadilinin Türkçe olduğunu sanıyorlar. Bir de sporcu hem anne hem de babası Türk ise, sporcunun Türkçe konuşamamasını ayıplıyorlar. Anne ve babasını suçluyorlar. Bu da ırkçılık.


Mehmet Demirkol sayesinde bazı çok önemli konuları tartışmaya açmak gerekiyor:


1) Yurtdışında doğup büyümüş, Türkiye ile tek bağlantısı akrabalarının geçmişi olan gençleri Türk milli takımlarına almalı mıyız? Türkiye'de doğup büyümüş gençleri yetiştiremiyor muyuz? Neden gurbetçi çocuklarına ihtiyaç duyuyoruz?

2) Devşirme sistemini masaya yatırmalıyız. Yabancılar çok rahat Türk pasaportu edinip milli takımlarda görev alıyorlar. Kanun gereği gibi uygulanmıyor. Yurt dışında yaşayıp, turnuvadan turnuvaya milli takımlara katılan sporcular var. Federasyon ve kulüplerin denetlenmesi gerekiyor. Ödül yönetmeliği, lejyoner sporcu enflasyonu yaratıyor.

3) Türk milli takımlarında Türkçe konuşulması gerekir mi? Gerekiyorsa, kim sporculara Türkçe öğretecek?


4) Diyarbakır'dan milli sporcu çıkmış mıdır? Daha genel olarak, Güneydoğu Anadolu'dan milli sporcu çıkmış mıdır? Kürt kökenini dile getiren sporcuların milli takıma yükselmesi mümkün müdür?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder