UEFA Şampiyonlar Ligi 2013-2014 sezonu yarı
finalinde İngiliz Chelsea kulübü ile
İspanyol Atlético de Madrid kulübü
eşleşti. Bu eşleşmenin ardından, Atlético
de Madrid takımının Chelsea’den kiraladığı kalecisi Thibault Courtois’nın, 22 Nisan 2014 tarihinde yapılacak maçta Chelsea’ya karşı oynayıp oynamayacağı
tartışılmaya başlandı. Chelsea ve Atlético de Madrid arasındaki
sözleşmeye göre, Courtois Chelsea’ye karşı forma giymeyecek;
forma giymesi ihtimalinde ise Madrid takımı, Chelsea’ye 3 milyon Avro ödeyecekti.
Bu haberin kamuoyunda büyük yankı ve
tartışma yaratması üzerine, UEFA 11
Nisan 2014 tarihinde resmi
sitesinden bir açıklama yayınladı.
Spor karşılaşmalarında dürüstlüğün temel
prensiplerden biri olduğunu hatırlatan UEFA’nın
yaptığı açıklamaya göre; bir
kulübün sahaya sürebileceği veya süremeyeceği oyuncuları başka bir kulübün
belirlemesine imkan veren özel sözleşme hükümleri UEFA nezdinde geçersizdir.
UEFA, bu tür sözleşme hükümlerinin hayata
geçirilmesine teşebbüs edilmesi durumunda, gereken yaptırımların uygulanacağını
hatırlattı.
UEFA Disiplin Talimatı’nın 2’nci maddesi
çerçevesinde; UEFA’nın kurucu
ilkelerinin ağır ihlali halinde, ilgili ihlal UEFA üyesi federasyonlarca gereği gibi soruşturulmadığı takdirde, UEFA ihlalin soruşturulmasına kendi
disiplin talimatına göre müdahale edebilecektir.
“Sportif
rekabetin bütünlüğü (dürüstlüğü)” ilkesi, UEFA’nın kurucu ilkelerinden biridir. UEFA’nın Thibault Courtois
ile ilgili sözleşme hükmünü geçersiz sayması, Türkiye liglerinin de içinde
bulunduğu ulusal liglerde bu tür rekabet yasağı hükümlerinin geçersiz olacağı
sonucuna ulaşmamızı sağlayacaktır.
Kulüpler arasındaki sözleşmelerde, “kiralanan/transfer edilen futbolcunun bonservisine
sahip/eski takımına karşı oynamayacağına/oynaması halinde sözleşme cezası
ödeneceğine” ilişkin kayıtlar geçersizdir. Futbolcuyu transfer eden
kulüp, ilgili futbolcuyu eski kulübüne karşı serbestçe oynatabilir. Bununla
birlikte yeni kulüp, futbolcuyu söz konusu sözleşme hükmü nedeniyle oynatmama yoluna
giderse, ilgili anlaşmanın tarafları olan iki kulüp de yaptırımla karşılaşmayı
göze almalıdır. Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu konuda sessiz kalmayı tercih
etmesi de kulüpleri kurtaramaz. UEFA’nın
müdahale yetkisi unutulmamalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder