Anayasa Mahkemesi, 21.5.1986 günlü, 3289
sayılı Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un ek 9.
maddesine, 29.3.2011 günlü, 6215 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle eklenen “Kamu
kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor
Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları
haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez.” biçimindeki
yirminci fıkranın,
a) mülkiyet hakkını ölçüsüz
biçimde sınırlandırdığı, hakkın özüne dokunarak kullanılamaz hâle getirdiği;
b) spor kulüplerinden alacağı olan kişiler tarafından alacak davası
açma ve icra takibi yapma hakkının kullanılmasını etkisizleştirdiği, böylece
hak arama özgürlüğünü bu davalar yönünden ortadan kaldırdığı
gerekçeleriyle
Anayasa'ya aykırı buldu ve düzenlemeyi iptal etti.
İlgili karar 22 Kasım 2013 Tarihli ve 28829 Sayılı Resmî Gazete'de
yayımlandı.
Karar aşağıdadır.
-------------------------------
Anayasa Mahkemesi
Başkanlığından:
Esas
Sayısı : 2013/35
Karar Sayısı :
2013/75
Karar Günü :
6.6.2013
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN
: Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 21.5.1986 günlü, 3289 sayılı Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun’un ek 9. maddesine, 29.3.2011 günlü, 6215 sayılı
Kanun’un 10. maddesiyle eklenen “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar
hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat
Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları haczedilemez
ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez.” biçimindeki yirminci fıkranın
Anayasa’nın 2., 5., 10., 13. ve 125. maddelerine aykırılığı ileri
sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.
I- OLAY
Davacı alacaklı tarafından
yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibin kesinleşmesi üzerine
borçlu spor kulübünün Spor Toto Teşkilat Başkanlığında bulunan haklarına haciz
konulması talebinin itiraz konusu kural gerekçe gösterilmek suretiyle icra
müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, davacı alacaklı tarafından icra müdürlüğü
işlemine karşı şikâyet başvurusunda bulunulan davada, itiraz konusu kuralın
Anayasa’ya aykırılık iddiasını ciddi bulan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe
bölümü şöyledir:
“Mahkememize davacı
alacaklı ... vekili Av. ... tarafından icra memurluğu işlemini şikâyet
davasında icra müdürlüğünün 12.12.2012 tarihli borçlunun spor toto teşkilat
başkanlığı nezdinde bulunan isim hakkının haczine ilişkin talebinin icra
müdürlüğünce reddedilmesi üzerine red kararının kaldırılmasının icra
müdürlüğünün karar dayanak teşkil eden kanun maddesinin Anayasanın 10, 11, 48,
58 ve 59. maddelerine aykırı olduğunu Anayasa Mahkemesine itirazen iptal davası
açılmasını talep etmiştir.
Davalı tarafa yapılan
usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmediği gibi cevap dahi
vermemiştir.
İcra takip dosyasının
incelenmesinden davacı alacaklı tarafça davalı ... kulübü aleyhine bonoya
dayanılarak kambiyo takibi yapıldığı takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun
malvarlığının bulunmaması nedeniyle 12.12.2012 tarihinde alacaklı vekili
borçlunun Spor Toto Teşkilat Başkanlığında bulunan haklarına haciz konulmasını
talep ettiğinde icra müdürlüğünün “...6215 sayılı kanunla yapılan değişikliğin
10. mad. gereğince kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere
spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığındaki isim ve haklarından doğan
alacaklar devir ve temlik edilemez ve haczedilemez denildiğinden talebin
reddine karar verildi” şeklinde bir kararla talebi reddettiği bu red
kararının şikayete konu edildiği anlaşılmıştır.
KONU İLE İLGİLİ
DÜZENLEMELER.
Dava memurun alacaklının
talebini reddetmesi nedeniyle İİK l6. maddesine göre şikayet yoluyla mahkememiz
önüne getirilmiştir.
İİK 16. maddesi
aynen: ŞİKAYET VE ŞARTLAR başlığı altında “(Değişik: 3890 -
3.7.1940/m.1) Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere
icra ve iflâs dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif
olmasından veya hâdiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikâyet
olunabilir. Şikâyet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde
yapılır.
Bir hakkın yerine
getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman
şikâyet olunabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesinin
Kuruluş ve Yargılama Usulleri İşleyişi Hakkındaki 2949 sayılı Kanunun 28.
maddesi “Bir davaya bakmakta olan mahkeme:
1. O dava sebebiyle
uygulanacak bir kanunun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya
aykırı görürse, bu yoldaki gerekçeli kararı; veya,
2. Taraflardan birinin
ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varsa tarafların bu
konudaki iddia ve savunmalarını ve kendisini bu kanıya götüren görüşünü
açıklayan kararı;
Dosya muhtevasını mahkemece
bu konu ile ilgili görülen belgelerin tasdikli örnekleri ile birlikte Anayasa
Mahkemesi Başkanlığına gönderir. Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliği, gelen
evrakı kaleme havale eder ve keyfiyeti ilgili mahkemeye bir yazı ile bildirir.
Evrakın kayda girişinden itibaren on gün içinde noksanlıkları olup olmadığı
incelenir.
Anayasa Mahkemesince
yapılan bu incelemede, eksikleri olduğu anlaşılan işlerin geri çevrilmesine,
mahkemenin yetkisiz olduğu tespit edilen başvurmaların da reddine karar
verilir.
Anayasa Mahkemesi işin
kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını
verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse ilgili mahkeme davayı
yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır.
Ancak, Anayasa Mahkemesinin
kararı, esas hakkında karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak
zorundadır.
Mahkemenin Anayasaya
aykırılık iddiasını ciddi görmemesi halinde bu iddia temyiz merciince esas
hükümle birlikte karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesinin işin
esasına girerek verdiği ret kararının yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe,
aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar Anayasa Mahkemesine
başvurulamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı taraf alacağını
alabilmek amacıyla haciz talep edince reddedilmesi nedeniyle yasal düzenlemenin
iptalini isteyerek itiraz davasının açılmasını talep etmiştir.
İPTALİ İSTENEN YASA MADDESİ
İptali istenen yasa maddesi
icra müdürlüğünün red kararında dayandığı 3289 sayılı Gençlik Ve Spor Genel
Müdürlüğünün Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 9. maddesinin 6215
sayılı Kanunun 10. maddesiyle eklenen 20. fıkrası olup aynen
“(Ek fıkra: 6215 -
29.3.2011/m.10) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere,
spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından
doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez.”
şeklinde düzenlenmiştir.
Diğer kısımlarında yapılan
düzenlemeler değil ise de maddenin son cümlesi mahkemece 2709 sayılı Kanunla
kabul edilen Anayasamızın 2, 5, 10, 13, 90, 125, 138. maddelerine aykırı
bulunmuş talep üzerine Anayasa Mahkemesine 2949 sayılı Kanunun 28/2. maddesi
gereği itiraz davası açılması gerektiği kanaati oluşmuştur.
Şikayetçi - davacı taraf
maddenin uygulanmasını açıkça talep etmiş, alacaklı şikayet edilen taraf
duruşmaya gelmemiş taraflardan birince Anayasaya aykırılık ileri sürülmesine
rağmen diğer taraf duruşmaya gelmediği için Anayasaya aykırılık konusunda
davalı taraftan 2949 sayılı Kanun 28/1. madde gereği taraflara Anayasaya
aykırılık konusunda görüş sorulmamıştır.
DAYANILAN ANAYASA MADDELERİ
II. CUMHURİYETİN
NİTELİKLERİ
MADDE 2- Türkiye
Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan
haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel
ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
DEVLETİN TEMEL AMAÇ VE
GÖREVLERİ
MADDE 5- Devletin temel
amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin
bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, işlerin toplumun refah,
huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk
devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal,
ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının
gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
Türkiye Cumhuriyeti hukuk
devleti olup adalet ilkelerini hazırlama görevi vardır.
MADDE 10- Herkes, dil, ırk,
renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 5170 -
7.5.2004/m.l) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin
yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 5982 - 7.5.2010/m.l) Bu
maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
(Ek fıkra: 5982 -
7.5.2010/m.l) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve
yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı
sayılmaz.
Hiçbir kişiye, aileye,
zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare
makamları bütün işlemlerinde (Ek ibare: 5735 - 9.2.2008/m.l) (...) (*) kanun
önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”
Devlet kendi kuruluşu dahi
olsa kimseye ayrıcalık tanıyamaz. Herkese genel kuralları uygulamak ve
uygulanmasını sağlamak zorundadır.
MADDE 13- “Temel hak ve
hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde
belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu
sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik
Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz”
MADDE 125- “İdarenin her
türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. (Ek hükümler: 4446 -
13.8.1999) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde
bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla
çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan
uyuşmazlıklar için gidilebilir. Cumhurbaşkanın tek başına yapacağı işlemler ile
Yüksek Askerî Şûranın kararları yargı denetimi dışındadır.(Ek cümle: 5982 -
7.5.2010/m.11) “Ancak, Yüksek Askerî Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk
nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı
yolu açıktır.”
İdarî işlemlere karşı
açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.
Yargı yetkisi, idarî eylem
ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. (Değişik 1. cümle:
5982 - 7.5.2010/m.11) “Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka
uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde
kullanılamaz.” Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun
olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve işlem niteliğinde veya
takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.
İdarî işlemin uygulanması
halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça
hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe
gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
Kanun, olağanüstü hallerde,
sıkıyönetim, seferberlik ve savaş halinde ayrıca millî güvenlik, kamu düzeni,
genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini
sınırlayabilir.
İdare, kendi eylem ve
işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.
7. ANAYASAYA AYKIRILIĞIN
DİĞER MAHKEMELERDE İLERİ SÜRÜLMESİ
MADDE 152- Bir davaya
bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin
hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü
aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu
konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme, Anayasaya
aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia temyiz merciince esas hükümle
birlikte karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesi, işin
kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu
süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre
sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar
kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.
Anayasa Mahkemesinin işin
esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on
yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar
başvuruda bulunulamaz.
ANAYASAYA AYKIRILIK SORUNU
Davacı taraf iptalini talep
ettiği yasa maddesinin Anayasanın 10, 11, 48, 49 ve 59. maddelerine aykırı
olduğunu öne sürmüştür.
Davada uygulanacak ve
iptali istenen madde ile Anayasa maddelerinin ilişkisi;
İptali istenen yasa maddesi
anayasamızın ikinci maddesindeki insan haklarına saygılı demokratik bir hukuk
devleti ilkesiyle bağdaşamaz. Kamu kurum ve kuruluşlarının bazı durumlarda
değil her durumda kesinti yapabilmesi şahısların ise hiçbir halde haciz
isteyememesinin ikinci maddeye uymadığı düşünülmektedir.
Anayasanın 5. maddesindeki
sosyal bir hukuk Devletidir ilkesiyle şahısların hiçbir halde haciz yapamaması
hak arama özgürlüğünün kullanılmaması sonucunu doğuracağından uyuşmadığı aykırı
olduğu düşünülmektedir.
Anayasanın 10. maddesindeki
“Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (Ek ibare: 5735 -
9.2.2008/m.l) (...) (*) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket
etmek zorundadırlar.” Devlet kendi kuruluşu dahi olsa kimseye ayrıcalık
tanıyamaz.” İlkelerinde belirtilen kanun önünde eşitlik ve kimseye ayrıcalık tanınamaz
ilkesiyle çelişmektedir. Devlet kendi kuruluşu olsa dahi kimseye ayrıcalık
tanıyamayacakken yasa maddesinde kamuya hiçbir kısıtlama olmadan alacağını alma
imkanı verirken vatandaşa hiçbir halde bu hakkı tanımaması 10. maddeye
aykırılık oluşturur.
Anayasanın 13. maddesindeki
temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması tabirine de girmediği yasanın hangi
nedenle böyle bir kısıtlama getirdiği isim hakkının veya payının haczinin hangi
kamu düzenini ihlal eder olduğu da gerek yasanın lafzından gerekse de gerekçesinden
anlaşılamamıştır.
Anayasanın 125. maddesi
yasanın haczi yasaklayan kuralının idarenin her türlü eylem ve işleminin yargı
denetimine tabi olması kuralını da engellediği, yargısal denetim dışında
bıraktığı sabittir.
Mahkememiz davacı tarafın öne
sürdüğü Anayasa maddelerinin tamamına Anayasaya aykırılık yönünden katılmamış
yukarıda açıklandığı gibi 2, 5, 10, 13 ve 125. maddelere aykırılık görmüştür.
Diğer maddelerle Anayasaya
aykırılık konusunda ilgi kurulamamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda
Açıklandığı Şekilde;
1-
3289 sayılı Gençlik Ve Spor Genel
Müdürlüğünün Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 9. maddesinin 6215
sayılı Kanunun 10. maddesiyle eklenen 20. fıkrasındaki “KAMU KURUM VE
KURULUŞLARINA AİT ALACAKLAR HARİÇ OLMAK ÜZERE, SPOR KULÜPLERİNİN SPOR TOTO
TEŞKİLAT BAŞKANLIĞI NEZDİNDEKİ İSİM HAKLARINDAN DOĞAN ALACAKLARI HACZEDİLEMEZ
VE BU ALACAKLAR DEVİR VE TEMLİK EDİLEMEZ” şeklindeki yasa maddesinin
Anayasamızın 2, 5, 10, 13 ve 125. maddelerine aykırılık iddiası ciddi
bulunduğundan 2949 Sayılı Kanunun 28/2. maddesi gereğince iptal davası
açılmasına,
2- Dosyanın bir suretinin
çıkarılarak Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliğine kararla birlikte
gönderilmesine,
3- Anayasanın 152. maddesi
gereği Anayasa Mahkemesi bir karar verinceye kadar az beş ay müddetle mahkeme
kararının beklenilmesine,
Davacı vekilinin yüzüne
karşı davalı tarafın yokluğunda karar verildi.”
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa
Kuralı
3289 sayılı Kanun’un ek 9.
maddesinin itiraz konusu yirminci fıkrası şöyledir:
“(Ek
fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar
hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat
Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları haczedilemez
ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez.”
B- Dayanılan ve İlgili
Görülen Anayasa Kuralları
Başvuru kararında,
Anayasa’nın 2., 5., 10., 13. ve 125. maddelerine dayanılmış, 35. ve 36.
maddeleri ise ilgili görülmüştür.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü
hükümleri uyarınca Haşim KILIÇ, Serruh KALELİ, Alparslan ALTAN,
Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla
PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN,
Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL ve
Zühtü ARSLAN’ın katılımlarıyla 3.4.2013 gününde yapılan ilk inceleme
toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri,
Raportör Erhan TUTAL tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz
konusu yasa kuralı, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların
gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği
görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, itiraz
konusu kuralın, insan haklarına saygılı demokratik hukuk devleti ilkesiyle
bağdaşmadığı, şahısların alacakları ile ilgili olarak spor kulüplerinin isim
hakkı gelirlerinin haczedilememesinin hak arama özgürlüğünün kullanılamaması
sonucunu doğurduğu, kamu alacakları yönünden haciz yasağı konulmazken
vatandaşların alacakları bakımından haciz yasağı getirilmesinin eşitlik ilkesi
ile bağdaşmadığı belirtilerek kuralın, Anayasa’nın 2., 5., 10., 13. ve
125. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesine
göre, ilgisi nedeniyle itiraz konusu kural, Anayasa’nın 35. ve 36. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
İtiraz konusu kural, kamu kurum
ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere tescilli spor
kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim
haklarından doğan alacaklarının haczedilemeyeceğini ve bu alacakların devir ve
temlik edilemeyeceğini düzenlemektedir.
Anayasa’nın
35. maddesinde, herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, bu hakların
ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, mülkiyet hakkının
kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Mülkiyet
hakkı, kişiye başkasının hakkına zarar vermemek ve kanunların koyduğu
sınırlamalara uymak koşuluyla, sahibi olduğu şeyi dilediği gibi kullanma,
ürünlerinden yararlanma ve tasarruf olanağı veren bir haktır.
Anayasa’nın
13. maddesine göre temel hak ve özgürlüklere yönelik sınırlamalar, demokratik
toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı
olamayacağı gibi hak ve özgürlüklerin özlerine de dokunamaz.
Çağdaş
demokrasiler, temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına
alındığı rejimlerdir. Temel hak ve özgürlükleri büyük ölçüde kısıtlayan ve
kullanılamaz hâle getiren sınırlamalar hakkın özüne dokunur. Temel hak ve
özgürlüklere getirilen sınırlamaların yalnız ölçüsü değil, koşulları, nedeni,
yöntemi, kısıtlamaya karşı öngörülen kanun yolları gibi güvenceler demokratik
toplum düzeni kavramı içinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle, temel hak ve
özgürlükler, istisnaî olarak ve özüne dokunmamak koşuluyla demokratik toplum
düzeninin gerekleri için zorunlu olduğu ölçüde ve ancak kanunla
sınırlandırılabilirler.
Demokratik
bir toplumda temel hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamanın, bu sınırlamayla
güdülen amacın gerektirdiğinden fazla olması düşünülemez. Demokratik hukuk
devletinde güdülen amaç ne olursa olsun, kısıtlamaların, bu rejimlere özgü
olmayan yöntemlerle yapılmaması ve belli bir özgürlüğün kullanılmasını önemli
ölçüde zorlaştıracak ya da ortadan kaldıracak düzeye vardırılmaması gerekir.
Diğer
taraftan, Anayasa’nın 36. maddesinde, hak arama özgürlüğü güvence altına
alınmıştır. Hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından biri mahkemeye erişim
hakkıdır. Mahkemeye erişim hakkı, hukuki bir uyuşmazlığın bu konuda karar
verme yetkisine sahip bir mahkeme önüne götürülmesi hakkını da kapsar. Hak
arama özgürlüğü demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olup
tüm bireyler açısından mümkün olan en geniş şekilde güvence altına alınmalıdır.
Tescilli
spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim
haklarından doğan alacaklarının haczedilemeyeceğini düzenleyen kural, spor
kulüplerinden alacağı olan kişiler tarafından alacak davası açma ve icra takibi
yapma hakkının kullanılmasını etkisizleştirmekte, böylece hak arama özgürlüğünü
bu davalar yönünden ortadan kaldırmaktadır.
Öte
yandan, tescilli spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat
Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacaklarının devir ve
temlik edilememesi, spor kulüplerinin, alacakları üzerinde hukuki tasarrufta
bulunamamaları sonucunu doğurduğundan, bu niteliği ile itiraz konusu kural,
mülkiyet hakkının ölçüsüz biçimde sınırlandırılmasına, hakkın özüne dokunarak
kullanılamaz hâle gelmesine yol açacak niteliktedir.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın
13., 35. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa’nın 13., 35. ve 36. maddelerine
aykırı görülerek iptal edildiğinden, Anayasa’nın 2., 5., 10. ve 125. maddeleri
yönünden incelenmemiştir.
VI- SONUÇ
21.5.1986 günlü, 3289
sayılı Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un ek 9.
maddesine, 29.3.2011 günlü, 6215 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle eklenen “Kamu
kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor
Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları
haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez.” biçimindeki
yirminci fıkranın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 6.6.2013
gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder