Aslı Çakır Alptekin'in 8 yıl men cezası almasının ardından, gözler Türkiye Atletizm Federasyonu'na (TAF) döndü. Ancak federasyondan çıt çıkmıyor. Federasyon başkanı Ahmet Çıntımar olmak üzere, federasyon yönetim kurulundan açıklama bekledik. Federasyonun Internet sitesinde açıklama yapılması bile yeterli olacaktı. Beklenen açıklama bir türlü yayınlanmadı.
Federasyon, Alptekin ile ilgili kararı duyurmak zorunda olmadığını iddia edebilir. Bu iddia tartışılır.
Ne var ki, CAS kararı sadece Alptekin ile ilgili değil. IAAF hem Alptekin'e hem de TAF'ye karşı dava açtı. TAF, davalılardan biriydi. IAAF Alptekin ve TAF ile anlaşma yaptı. TAF, IAAF'in masraflarından sorumlu olmayı kabul etti. TAF, CAS'ın kararını bu açıdan bile olsa duyurmak zorundaydı.
CAS'ın Aslı Çakır Alptekin Kararı incelendiğinde, TAF'nin süreç boyunca ağır kusurunun ve ihmalinin olduğu görülüyor:
1) IAAF, Alptekin'in kan değerlerinde değişiklikler fark ettiğinde dosyayı TAF'ye gönderdi. Alptekin ile ilgili kararının TAF Disiplin Kurulu tarafından verilmesi gerekiyordu. TAF Disiplin Kurulu, Alptekin'in Biyolojik Pasaportu'ndaki değişikliklerin tek başına doping ihlalinin delili olarak nitelendirilemeyeceğini kabul etti. IAAF, TAF Disiplin Kurulu kararına itiraz etti ve kararı CAS'a taşıdı.
TAF Disiplin Kurulu'nun Aslı Çakır Alptekin Kararı'na erişilemiyor. TAF Internet sitesinde TAF Disiplin Kurulu'nun gerekçeleri kararları yayınlanmıyor. TAF Disiplin Kurulu'nun IAAF, WADA, CAS uygulamalarına aykırı bir kararı hangi gerekçelerle verdiğini merak ediyorum.
CAS kararından anlaşılan, TAF Disiplin Kurulu, Aslı Çakır Alptekin'e ömür boyu men cezası vermemek için işi sürüncemede bırakmış.
2) IAAF, TAF Disiplin Kurulu'na karşı CAS'a başvurduğunda TAF'yi de dava etti. TAF, CAS davasında davalı oldu.
CAS kararının girişinde TAF'nin başkan Fatih Çintimar tarafından temsil edildiği belirtilmiş.
TAF'nin büyük bir doping davasında avukat görevlendirmemesi başta tuhaf gelmişti. CAS kararını okumaya başlayınca, TAF'nin dava ile ilgili üç maymunu oynadığı gördüm.
- IAAF, Alptekin'in hakem seçimine karşı çıkarken TAF sessiz kalmış.
- Alptekin ve IAAF duruşma tarihinin belirlenmesini talep ederken, TAF yine yanıt vermemiş.
CAS sürecinde TAF'nin tek beyanı, "Spor Genel Müdürlüğü tarafından Aslı Çakır Alptekin'e verilen ödülleri geri alma hakkını saklı tuttuğuna" ilişkin oluyor.
TAF, IAAF ile yaptığı anlaşma ile IAAF'nin avukatlık masraflarının ve diğer masraflarının bir bölümünü ödemeyi kabul ediyor. TAF, yargılama giderlerinin bir bölümünü ve kendi masraflarını da karşılamak zorunda kalıyor.
TAF, Disiplin Kurulu'nun açıkça hukuka aykırı kararı sebebiyle maddi zarara uğradı. TAF'nin saygınlığının, manevi şahsının zedelenmesi de cabası.
3) TAF, daha önce de CAS davalarında düzgün savunma yapmaktan imtina etmişti.
Cüneyt Yüksel Davası'nda (CAS 2014/A/3480) TAF'yi genel sekreteri temsil etti. Tek hakem tarafından dosya üzerinden yapılan yargılamada TAF esaslı savunma yapmadı. TAF sadece usulen cevap yazdı.
Süreyya Ayhan Kop (CAS 2008/A/1586) ve Yücel Kop (CAS 2008/A/1585) Davaları'nda da TAF'yi yine genel sekreteri temsil etti. TAF, bu davalarda herhangi bir açıklamada bulunmadı, lahiya vermedi.
İnsan merak ediyor: Neden Türkiye Atletizm Federasyonu CAS davalarında spor hukuku uzmanları tarafından temsil edilmiyor? Neden TAF yetkilileri hiçbir hukuki gerekçe yazmıyor, kapsamlı iddia veya savunma sunmuyor?
TAF üzerinde baskı olduğu biliniyor. TAF, IAAF ile Türk spor teşkilatı (siyaseti) arasında yalpalayıp duruyor. Dopingle ilgili kararlarda bu baskı en şiddetli şekilde anlaşılıyor.
Spor federasyonlarının disiplin kurullarının hesap vermek zorunda olmaması ve her türlü baskıya açık olması, bu kurulların hukuka aykırı kararlar vermesine neden olabiliyor. Ancak bu, kader değildir. Bu tür baskılara karşı koyup koymamak tercih meselesidir. Kurul üyelerinin önemli bölümü hukuk dışında işlere imza atıyor, adamına göre karar veriyor, baskılara boyun eğiyorsa İSTİFA en asil hareket olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder